CHP’li belediyeleri maksat alan son soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 44 kişi hakkında gözaltı kararı vermişti.
Beyoğlu Belediyesi’nin Başkanı İnan Güney’in de ortalarında bulunduğu bu 44 şahıstan 17’si “kamu kurum ve kuruluşlarının ziyanına dolandırıcılık” ve “suç işlemek gayesiyle kurulan örgüte üye olma” suçlamasıyla tutuklandı.
3 kişi için imza ve yurt dışına çıkış yasağı formunda isimli denetim kararı verilirken başka 24 kişinin ise yurt dışına çıkış yasağı biçiminde isimli denetim koşulu uygulandı.
İnan Güney’in ise hakimlik sorgusundaki tabirleri ortaya çıktı. Güney’in şunları söylediği kaydedildi:
“İNAN GÜNEY, 16 YAŞINDAN BERİ SIRF BİR ÖRGÜTE ÜYEDİR”
“Ben, evvelki vermiş olduğum sözlerimi motamot tekrar ederim. Art duvarda yazılı bulunan Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Adalet mülkün temelidir’ kelamıyla şahsınızı ve heyetinizi selamlıyorum.
Suç örgütü üyeliğini kesin bir lisanla reddediyorum. İnan Güney, 16 yaşından beri sırf bir örgüte üyedir; o da onurla, gururla ve başı dik bir halde siyaset yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Kendisi toplumda, ilçesinde ve İstanbul siyasetinde tanınan bir kişidir. Münasebetiyle bize atfedilen suçlamaları kesin bir lisanla reddettiğimi belirtmek isterim.
Sevk yazısında yer aldığı tez edilen HTS kayıtları ve mali raporlar, avukatlarımın da tabir ettiği üzere, ne emniyet ne de savcılık sorgusunda bizlere sorulmamıştır. İçeriğini bilmediğimiz bu bahisler hakkında savunma yapma imkânı tanınmadan verilecek bir kararın kamu vicdanını yaralayacağına inanıyorum.”
“AZİZ İHSAN AKTAŞ’A İŞ VERMEDİĞİM İÇİN GÖZALTINA ALINDIM”
“Aziz İhsan Aktaş örgütüne yönelik kimi belediyelerde iş yapılmış olmasından ötürü mevkidaşlarımın tutuklu bulunduğunu görüyoruz. Bugün ben ise, Aziz İhsan Aktaş’a iş vermediğim için gözaltına alınıp karşınızda tabir vermekteyim.
Kısaca özetlemek gerekirse, Beyoğlu Belediye Başkanı seçildiğimde, Beşiktaş Belediye Lider Yardımcısı Ali Can Abacı tarafından bana türel danışmanlık yapmak üzere Mustafa Keyifli isimli bir kişi yönlendirilmiştir. Yaklaşık iki ay birlikte çalıştığım Mustafa Mutlu’nun asıl maksadının hukuksal danışmanlık değil, Aziz İhsan Aktaş’a iş aldırmak olduğunu ısrarlarından anladım. Araç ihalesi sırasında mevcut firmaya gidip ‘İnan Lider sizin ihaleye girmenizi istemiyor’ formunda palavra söylediğini öğrendikten sonra, belediyedeki odasını çilingir marifetiyle açtırarak şahsi eşyalarını paketleyip kendisini belediyeden uzaklaştırdım.”
“BANA HASIMLIK BESLENMEYE BAŞLADI”
“Mustafa Mutlu’yu göndermem üzerine, Aziz İhsan Aktaş’ın Beyoğlu’ndan iş alamayacağını anlayan Ali Can Abacı tarafından bana hasımlık beslenmeye başlandı. Münasebetiyle hakkımızda iftira atan şahısların Ali Can Abacı, Mustafa Memnun ve Aziz İhsan Aktaş olduğunu görüyoruz.
Yine tarafıma iftiralarda bulunan Murat Kapki, BELTAŞ Yönetim Kurulu Başkanlığım devrinde Ali Can Abacı ile birlikte makamıma gelmiş, kendisine iş verilmesini talep etmiştir. Lakin vazife müddetim boyunca Murat Kapki BELTAŞ’tan hiçbir iş alamamıştır.
Bir öteki iftiracı Durmuş Yıldırım, Belediye Başkanı olduktan sonra seyahatlerde bilet ayarlaması için Ali Can Abacı tarafından yönlendirilmiştir. Daha sonra bu kişinin, şizofren davranışları sebebiyle THY’den atıldığını ve aslında acente sahibi değil çalışanı olduğunu öğrendik.”
“Bir başka argüman, yakınlarım ismine şirket kurdurduğum tarafındadır. Lakin ağabeyimle birlikte ortağı olduğum, 25 yıllık geçmişe sahip sırf iki şirketim vardır. Bunun dışında ne yakınlarım ismine şirket kurdurdum ne de resmi/gayri resmi bir paydaşlık yaptım.”
“İSMAİL AKKAYA’YA İŞ VERDİRDİĞİM SAVI DA GERÇEK DEĞİL”
“İsmail Akkaya’ya iş verdirdiğim savı da yanlışsız değildir. Pandemi şartlarında yaşanan ekonomik düşünceler sebebiyle belediyelerden mal almak istemeyen esnaflar çoğunluktaydı. Bu nedenle alınan tekliflerden en uygununu verdiği için kendisine hudutlu sayıda iş verilmiştir. Fakat bu alımlar birinci 1-1,5 yıl içerisinde 5-6 seferle sonlu kalmış, son 3 yılda hiç alım yapılmamıştır.
Kaan Sürmegöz ile tanışıklığım ise tutuklama nedenlerinden biri olarak gösterilmiştir. 2019-2024 yılları ortasında İBB Meclis Üyesi olarak vatandaşlardan gelen ecrimisil taleplerini çözmek üzere kendisiyle bir sefer görüşmem olmuştur. Açık hava reklam yerleriyle ilgili rastgele bir görüşmem yahut menfaatim olmamıştır.
Görev müddetim boyunca Beyoğlu Belediyesi’nde hiçbir pano kiraya verilmemiş, panolar kamusal gayeli kullanılmıştır. Serkan Öztürk’e yahut rastgele bir bireye iş yönlendirmedim, aracılık yapmadım. BELTAŞ’ta her vakit yasal kaideleri taşıyan ve en uygun fiyatı veren firmalarla çalıştım.
Ayrıca dönemimde yaptığım pano kiralamalarında mülkiyet hakkı unsurunu kontrata koyarak BELTAŞ’ın panoların sahibi olmasını sağladım. Böylelikle kurum önemli bir kâr elde etmiş ve sonraki periyot için güçlü bir altyapı bırakılmıştır.”
“BİZ 8-9 AY BOYUNCA KİRALARI EKSİKSİZ TAHSİL ETTİK”
“Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle pandemi devrinde kira alınmaması mümkünken, biz 8-9 ay boyunca kiraları eksiksiz tahsil ettik. Şayet kesimden çıkar beklentim olsaydı, kararnameyi destek gösterip kiraları almamayı tercih ederdim.
Görev müddetim sonunda BELTAŞ’ı vergi ve SGK borcu olmayan, kurumlar vergisi ödeyen, kâr eden ve yeni toplumsal tesisler kazandırmış bir kurum olarak gururla devrettim.
Beyoğlu Belediye Başkanı olduktan sonra makam aracı olarak kendi şahsi aracımı kullandım, yakıt ve bakım masraflarını da kendim karşıladım. Ayrıyeten belediyenin lehine yapılan tasarruflarla, evvelki idarenin yüksek maliyetle yaptırdığı işler çok daha düşük bedellere gerçekleştirilmiştir.”
“TUTUKLAMA KARARI BEYOĞLU HALKINI CEZALANDIRMAK OLACAKTIR”
“Ben Beyoğlu’nun seçilmiş belediye lideriyim. Burada verilecek mümkün bir tutuklama kararı, sadece beni değil, bana oy versin yahut vermesin tüm Beyoğlu halkını cezalandırmak olacaktır. Bu nedenle toplumsal misyonumun aksamaması için özgür bırakılmamı talep ediyorum.
Hayatım boyunca ticaret yaptım, vergimi bir gün dahi geç ödememiş biriyim. Üç kız babası, ailesini seven, partisine ve yol arkadaşlarına sadık bir şahısım. 47 yıldır tıpkı sokaklarda yaşayan, birebir berberde tıraş olan, Beyoğlu’nun her sokağında tanınan biri olarak kaçma kuşkum olmadığı açıktır. Münasebetiyle, en karamsar ihtimalde isimli denetim önlemleri uygulanmak suretiyle tahliyemi talep ediyorum.”
