IEA Başkanı Birol, kritik mineral tedarikinde “tekelleşmenin” önlenmesi davetinde bulundu:
“Bu kritik minerallerin büyük bir kısmı yalnızca bir ya da iki ülkenin monopolünde şu anda. O ülkede teknik bir sorun yahut jeopolitik bir gelişme olursa, bütün güç tedarik zincirleri tehlikeye girebilir” “(Uluslararası ticarette) Burada çok önemli ticari maniler çıkarsa, bu güç maliyetlerinin artmasına yol açabilir” “Bu ticari belirsizlikler dünya iktisadında bir zayıflamaya yol açacak. Bu da bilhassa petrol ve doğal gazda talebin zayıflamasına neden olabilir”
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Lideri Fatih Birol, pak güç teknolojilerinin imalatında kullanılan bakır ve çinko üzere kritik minerallerin tedarikinin bir yahut iki ülkenin monopolünde olduğunu belirterek,
“Temiz güçte çeşitlilik olmasının değerli olduğunu düşünüyoruz. Aşikâr bir ülke, bu kaynakların çok büyük bir kısmını eli altında tutarsa, bu sahiden kıymetli bir risk olabilir.“
dedi.
Birol, IEA ve İngiliz hükümeti tarafından 24-25 Nisan’da düzenlenen Enerji Güvenliğinin Geleceği Zirvesi kapsamında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
“TEMİZ GÜÇTE ÇEŞİTLİLİK OLMASININ KIYMETLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ“
Küresel güç dalında büyük bir dönüşüm yaşandığını lisana getiren Birol, petrol, gaz ve kömürün dünyada kıymetli güç kaynakları olmaya devam ettiğini lakin büyümenin çoğunluğunun artık pak güç kaynaklarından sağlandığını anlattı.
Birol, güneş ve rüzgar gücü, elektrikli araçlar ve bataryalar üzere pak güç teknolojilerinin imalatı için bakır ve çinko dahil değişik kritik minerallere gereksinim olduğuna işaret ederek,
“Bu kritik minerallerin büyük bir kısmı yalnızca bir ya da iki ülkenin inhisarında şu anda. Pak güçte çeşitlilik olmasının kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Belirli bir ülke, bu kaynakların çok büyük bir kısmını eli altında tutarsa, bu hakikaten değerli bir risk olabilir.“
diye konuştu.
Bu alanda Çin’in çok kıymetli bir oyuncu olduğunu ve pak güç teknoloji fiyatlarının ucuzlamasında epey olumlu bir rol oynadığını anımsatan Birol,
“Ancak bu durum bir ülkenin düzgünlüğünden yahut kötülüğünden değil. O ülkede teknik bir sorun yahut jeopolitik bir gelişme olursa, bütün güç tedarik zincirleri tehlikeye girebilir. Bu bakımdan, yumurtaların hepsini birebir sepete koymak makul bir fikir değil, çeşitlendirme gerekli.”
dedi.
“TİCARİ BELİRSİZLİKLER DÜNYA İKTİSADINDA BİR ZAYIFLAMAYA YOL AÇACAK”
Birol, global iktisatta belirsizliklere yol açan muhafazacı ticaret siyasetlerinin güç bölümü için de yansımaları olabileceğini belirterek, doğal gaz, petrol yahut pak güç teknolojilerinde ticaretin son derece kıymetli olduğunu vurguladı.
Ülkelerin ürettikleri enerjiyi satmak istediğini kaydeden Birol,
“Diğer ülkeler de bunu ithal etmek istiyor. Burada çok önemli ticari maniler çıkarsa, bu güç maliyetlerinin artmasına yol açabilir. Öte yandan, bu ticari belirsizlikler dünya iktisadında bir zayıflamaya yol açacak. Bu da bilhassa petrol ve doğal gazda talebin zayıflamasına neden olabilir. Bilhassa, Çin’in doğal gaz ya da sıvılaştırılmış doğal gaz talebinde zayıflama beklenebilir.“
“Hemen çabucak dünyanın tamamında olduğu üzere bu ticaret savaşlarının Türkiye için de önemli meseleler doğurabileceğini düşünüyorum fakat şayet biz akıllı siyasetler izlersek Türkiye’de yeni ortaya çıkan birtakım fırsatları da kullanabiliriz.“
dedi.
