Edirne’nin coğrafik işaretli Meriç yer fıstığı ve yöresel eserleriyle hazırlanan “Edirne kebabı”, kentin gastronomi turizmine katkı sunmaya hazırlanıyor.
Tava ciğeri, köfte ve tarihi tanımlarıyla bilinen Edirne mutfağına kazandırılan bu yeni yemek, hem lokal hem milletlerarası tanıtım için menülere girecek.
“NE BİR KÖFTE NE DE BİR KEBAP”
Yeni lezzetin mimarı, Trakya Gastronomi Aşçılar Derneği Başkanı ve ödüllü şef İsmail Ergin oldu. Vali Yunus Sezer’in “kente yeni bir lezzet kazandırılması” teklifiyle başlayan çalışma tamamlandı.
“Ne bir köfte ne de bir kebap” biçiminde tanımlanan yemek, birinci kere 9-12 Mayıs tarihlerinde Kore’nin başşehri Seul’de düzenlenecek milletlerarası yemek müsabakasında dünyaca ünlü şeflerin beğenisine sunulacak.
Yemeğin ana materyali, Edirne ovalarında yetişen danaların kaburga eti ve yüksek yağ oranına sahip Meriç yer fıstığı. Baharatlarla harmanlanan bu karışım, kebap formunda pişiriliyor. Hazırlanan eser, mayıs sonunda açılacak Edirne Gastronomi Merkezi’nin menüsünde yerini alacak.
Şef Ergin, yemeğin ayrıntılarını şöyle anlattı:
“Biz bu yemeği ‘ne bir köfte ne de bir kebap’ olarak tanımlıyoruz. Kebap denmesinin tek nedeni kebap formunda pişirilmesi. Köftelik kaburga eti kullanıyoruz ve kebapta olmayan pek çok baharatla harmanlıyoruz. En vurucu lezzeti ise yüzde 50 yağ oranlı Meriç yer fıstığından geliyor. Bu yemeği deneyenler çok beğendi. Çocukluğumuzda patlayan şekerler vardı, ağzımızda lezzeti uzun müddet kalıyordu. Bizim yemeğimizi yiyenlerin damağından fıstık tadı yarım saat kaybolmuyor.”
Yemeğin sunumunda Edirne’nin közlenmiş patlıcanla yapılan meşhur mamzana mezesi, yoğurt ve Karaağaç acı biberi
“Mamzana kentimizin özel mezelerinden biri. Kebabımız, mamzana, yoğurt ve Edirne’mizin Karaağaç acı biberiyle tabağımızı tamamlıyoruz. Taze kurutulmuş baharatları kullanıyoruz. Kebapta kullanılmayan kekik var, karabiber ve kırmızı toz biber ve öğüterek baharat haline getirdiğimiz karaağaç biberini etle harmanlıyoruz.”