Mahiroğlu, açıklamasında şunları söyledi:
“Acımızı yaşarken bu türlü bir haberi almak beni şaşırtmadı. Zira uzun müddettir ben bir yerlere konmak isteniyorum. Hiç bağımın olmadığı bir iddianamede adım geçti. Bir yerlere konulmaya çalışıldım lakin tutmadı. En son ihalede adım geçti. Tabi ben bunu birinci gördüğümde önemsemedim, zira bir laf vardır; Allah yakışan iftiradan korusun…
Bu bana yakışmaz zira bu arkadaşı hayatımda hiç görmedim. Tanımıyorum, bilmiyorum. Bir ortamda da bir ortaya gelmedik. Hani olur ya bir grup beşerlerle bir ortada olursunuz ve siz orada tanımasanız da ortamda bulunur en azından el sıkışmış olursunuz.
Bu arkadaşımızla tanışmıyoruz. Bir yerde görüşsek en azından diyeceğim ki tanışıyoruz. İnan hayatımda hiç görmediğim bir arkadaş. O da ‘olmuş’, ‘etmiş’ diye konuşuyor. Bunlar tabi bana, ismime değil, Halk TV olmamış olsa ben bunları yaşamam. Benimle bu türlü bir şeyin ilişkilendirilmesi kelam konusu değil. Bütün benim hesaplarım, Halk TV’nin finansı pek berrak. Aldığımız günden beri MASAK raporuyla bir çok kere alınmış, bakılmış. Bizim sermayemiz nereden geldiği hem Türkiye tarafından hem de bütün bilmesi gerekenler tarafından biliniyor.
Yani benim bir ihalede şayet müdahil olmuşsam nerede olmuşum? Ben ihalenin ne olduğunu da bilmiyorum. Murat Ongun’u 20 yıldan beridir tanırım. Lakin bunların hiçbirini tanımıyorum, ne söyleyeceğimi de bilmiyorum. Ben adalete güveniyorum, kesinlikle çıkacaktır doğrusu ortaya.
Bir ekip insanları görüyorum, gazete görünümlü troller misyonunu yapıyor. Yok işte kanıtlar varmış, kayyum atanacakmış üzere şeyler söylüyorlar. Yani bunlara itimat etmek ne diyeyim ki… Yalnızca bu kadar insanı biz nasıl yetiştirdik diyorum.
Ben katiyetle kendisini tanımıyorum. Esasen tabirini okuduğum da kendisi de tanımadığını ima ediyor. Aşikâr ki zoraki halde oraya girmiş durumdayım. Lakin hangi kasıtla, ne hedefle, neden bu türlü bir şey söyledi bilmiyorum. Lakin doğruların er ya da geç ortaya çıkma üzere bir huyu var. Bu Halk TV’ye karşı olan bir atılım. Halk TV’nin susturulmasına karşı olan bir atak.
Onun dışında ben öteki bir şey düşünemiyorum. Çok net söylemek istiyor insan fakat sonuçta benim ülkem burası, benim ülkemin hukuku. Bir yerde geliyor, boğazımızda düğümleniyor, söyleyemiyoruz lakin el insaf… En azından bir şey olsun. Bir kıssa kuruyorsanız da kıssanın bir temeli olsun. Burada bir temel de yok. Müdahale diyor, müdahale etmekle… Velev ki müdahale olsun. O denli bir şey yok da velev ki o denli olsun. Buradan bu yorumlar nasıl çıkıyor, nasıl buralara dönüşüyor. Herhalde Halk TV hakikaten misyonunu düzgün yapıyor diyeyim.
Halk TV’nin işvereni ülkenin çıkarlarına bağlı olan bir insan, adaletsizliğe, hukuksuzluğa hiç bir halde taviz vermeyen birisi. Halk TV’de çalışan arkadaşlar da o denli. Biz ne görüyorsak onu söylüyoruz.”
Devamı gelecek…
