Uluslararası Basketbol Federasyonu (FIBA) Bayanlar Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın küme etabını ikinci sırada bitirerek 8 yıl sonra çeyrek finale çıkma başarısı gösteren A Ulusal Bayan Basketbol Takımı’nın yıldızlaşan isimlerinden Tilbe Şenyürek, turnuvayı ve kendi performansını kıymetlendirdi.
Kadınlar Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın küme evresinin birinci maçında Ay-yıldızlı ekibin, Fransa mağlubiyetinin akabinde evvel İsviçre’yi sonrasında ise Yunanistan’ı yenerek 8 yıl sonra turnuvada çeyrek finale çıktığı süreci anlatan Tilbe, Fransa maçını Ulusal Ekip olarak rakibi ellerinden kaçırdıkları, son anlarında biraz heyecana yenik düştükleri bir maç olarak niteledi.
Turnuva birinci maçlarının Fransa açısından da kendileri açısından da sıkıntı olduğunu ve baz alınmaması gerektiğini belirten Tilbe, “Sonrasında da gerçek karakterimizi gösterdik ikinci ve üçüncü maçta. O yüzden elimizden kaçan bir Fransa maçı var fakat hiç ona takılmadan dediğiniz üzere İsviçre ve Yunanistan maçına daha büyük bir motivasyonla çıktık. Zira bunlar bizim amaç maçlarımızdı zati giderken de. İsviçre maçında biraz daha üstüne koyduk. Yunanistan maçında çok hoş bir çeyrek final biletini aldık harikulade bir güçle. Sanırım birinci kere bu kadar kalabalık bir tribüne oynandı, Bayanlar Eurobasket’te bir maç. Hem Yunanistan’la olması hem Yunanistan’da olması maçın bir de sonunda bizim galip gelmemiz dayanılmaz bir atmosferdi. Dediğiniz üzere 8 yıl sonra çeyrek final oynama muvaffakiyetini gösterdiğimiz için çok memnun ve gururluyuz” halinde konuştu.
‘FENERBAHÇE-GALATASARAY DERBİSİ NASIL İLGİ GÖRÜYORSA YUNANİSTAN-TÜRKİYE MAÇI DA O DENLİ BİR İLGİ GÖRÜYOR’
Yunanistan’ın Pire kentinde bulunan Barış ve Dostluk Spor Salonu’nda oynanan şampiyonada, Türkiye’nin Yunanistan’ı 83-72 mağlup ederek çeyrek finale çıktığı kümenin son maçında 10 bin 503 seyircisi sayısına ulaşılması ve 2000 yılından bu yana FIBA Bayanlar EuroBasket maçlarındaki en yüksek seyirci sayısına ulaşılmasını kıymetlendiren yıldız basketbolcu şunları söyledi:
“Bu maç 2 ülke için bence basketboldan öte bir maçtı. Hem basketbol dışında da bir tarihi var. Bir yandan komşu ülkeyiz ve bence çok fazla gelen Türk vatandaş da vardı. Yani tıpkı maçı biz Türkiye’de oynuyor olsaydık eminim tekrar full tribünlere, çok kalabalık bir tribüne oynayacaktık. Zira basketboldan fazla 2 ülkenin birazcık derbi tadında geçiyor, bir ortaya gelişi. Zira daha evvel oynadığımız maçlarda da nasıl Fenerbahçe-Galatasaray derbisi ilgi görüyorsa Yunanistan-Türkiye maçı da o denli bir ilgi görüyor. Lakin Yunanistan’da bu kadar taraftar gelmesi, yani birçok sebebi var dediğiniz üzere Olympiakos ve Panathinaikos, hem burada oynayan Panathinaikos’ta bizim Türk oyuncularımız, Başantrenör Ergin Ataman’ın olması, bayan basketbol kadrosunda Seren Erdem’in olması daha fazla insanı çekiyor. Hem onlar Türk orda bizi temsil ediyorlar hem de Türkiye Ulusal Kadrosu buraya geliyor. Bu da diğer bir sebebi o yüzden fevkalade bir atmosferdi. Bence daha çok basketboldan fazla dediğim üzere uğraşın en çok motive olanın, en çok gücünü alana yansıtan kadronun kazanacağı bir maçtı. Yani hakikaten biz kazandık zira harikulade bir güçle çıktık, maça. Birinci dakikadan bence son dakikaya kadar hiç geri adım atmadan tıpkı konsantrasyonda. Hepimizin yüz tabiri, ısınma hali, yani biz haftalardır aylardır hatta, bu maça hazırlanıyorduk zira amaç maçımızdı. İsviçre biraz daha bizden düzey olarak geride diyebilirim, buralarda çok fazla oynamamış bir ülke lakin Yunanistan’a karşı vakit zaman aldığımız ve çok kırıcı kalp kırıcı yenilgiler var, 2017’de dördüncülük beşincilik maçı, çok farklı kaybettiğimiz bir maç var, bu da diğer bir sebebi, yani Yunanistan’a karşı bir sürü sebep sayabilirsiniz. Bunların hepsini düşündük ve cebimize koyduk, Bu türlü motive olarak alana çıktık. Birinci dakikadan son dakikaya harikulade bir güç yansıttık. Bu da galibiyeti getirdi ve çeyrek final biletini aldırdı bize. Çok bedelli bu kadar insanın, bayan basketboluna olan ilgisi bizi orada temsil eden Türklerin de bunda hissesinin olması bence fevkalade bir muvaffakiyet. Tüm ülkemizin başarısı yani Yunanistan’da oynadık fakat ülkemizin de bunda büyük bir katkısı var. Bizi temsil eden Cedi Osman’ın, Ömer Yurtseven’in Ergin Ataman’ın ve Seren Erdem’in de bunda katkısı var. O yüzden çok kıymetliydi hem de galibiyet aldığımız için asla unutamayacağım maçlardan biriydi. Gerçekten de zati tarihe geçti yıllar sonra bu türlü tribünlere oynanan bayan basketbol maçı olarak.”
‘BAŞKA BİR DÜNYADA GİBİYİM’
FIBA Bayanlar EuroBasket’te kümedeki Yunanistan maçında 19 sayı ve 5 ribaundla kadronun yıldızı olarak MVP seçilen Tilbe Şenyürek, “2017’de 4’üncülük-5’incilik maçında çok fazla müddet alamadığı maçta Yunanistan’a çok farklı kaybettiklerini hatırlatarak, “Ben onu hala hatırlıyorum ekibin bir parçasıydım. Daha çok ablalarım oynuyordu lakin ağır bir mağlubiyet almıştık. Ondan sonra sanırım yalnızca hazırlık maçlarında karşılaştık. Dediğim üzere daima bu türlü ufak ufak sebepler oyuncuyu motive ediyor. Hem negatif manada hem müspet manada bir sebebi buydu. Küme çekildiğinde hem de üçüncü maçı mesken sahibine karşı oynayacağımız söylendiğinde ‘Evet dedim bu bizim çeyrek final maçımız’ Zira İsviçre’yi kazanacağımıza çok emindim. Dediğim üzere düzey olarak daha düzgün bir ülke Türkiye. Daha yeterli bir Ulusal Ekip durumundayız.
Fransa’yı elimizden kaçırdık fakat bizim çeyrek final daima planladığımız üzere Yunanistan maçıydı. Ve artık yıllardır buraya gelen deneyimli abla olarak, 2014’ten beri ben A Ulusal Ekip forması giyiyorum. Motivasyonum; ‘Takıma ne kadar katkı sağlayabilirim, kadrosu çeyrek finale götürmek için elimden geleni ne kadar yapabilirim?’ diye kura çekildiğinden beri. Bu da bizim amaç maçımızdı. Çok uzun müddettir hatta benimle dalga geçen arkadaşlarım oldu. Kura çekildiği vakit Artemis Spanou; benim konumumda rakipteki oyuncu. Kendisini yıllardır tanırım, yakın arkadaşım. Dedim ‘sana odaklanıyorum’ Ben şimdiden kura çekildiğinden beri. Zira daha evvelden kendinizi hazırlamamız gerekiyor. Ben aylardır kendime çeyrek final bileti bu maçtı zira. Kendimi bu maça hazırladım. Gerçekten insanların gördüğü de aslında ısınmadan itibaren sonra ben de maçı izledim. Öteki bir dünyada üzereyim, beşerlerle konuşmuyorum. Boşluğa bakıyorum lakin orada diğer şeyler düşünüyorum. Bu türlü hızım kaç yıldır oynuyorum lakin birinci kere sanırım o biçimdeydi. Beşerler da bunu söyledi. Ben de izleyince fark ettim. Yani uzun müddettir ben bu maça motive olmuştum” o maçtaki motivasyon kaynağını aktardı” sözlerini kullandı.
‘TEK BAŞINIZA MAÇ KAZANAMAZSINIZ, MVP OLAMAZSINIZ’
Tek başına maç kazanılıp, MVP olunamayacağına dikkat çeken Tilbe, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Uzun müddettir ben motive oluyordum maça ve bunu başarabildiğim için çok memnunum tabi ki arkadaşlarımın çok büyük katkısı var. Yani tek başınıza maç kazanamazsınız. MVP olamazsınız. Şut yüzdem çok yüksekti, işte üçte üç ile üçlük attım orta uzaklıklar vesaire ancak bu pasları veren çok pahalı guardlarımız, kıymetli grup arkadaşlarım var. O yüzden onların da emeği çok büyük. Hatta maç sonunda hepimiz MVP’yiz dedim ve MVP mükafatını birlikte aldık. Zira tek başınıza yapamazsınız. Bütün arkadaşlarımın çok büyük emeği var lakin ben uzun müddettir bu maça hazırlanıyordum, çok memnunum ve çok gururluyum. Hiç unutamayacağım bir anı oldu. Bu maç bu halde en uygun performanslarımdan biriydi Ulusal Takım’da. İnşallah daha yeterli olur ancak hiç unutamayacağım hoş bir galibiyet, ülke olarak da unutamayacağımız, 8 yıl sonra aldığımız çeyrek final bileti.”
‘EUROBASKET ÜZERE TERTİPLER, BASKETBOLDAN ÖTE DENEYİM İSTİYOR’
Çeyrek finalde uzatmalarda kaybedilen İtalya maçında deneyimin ve bu çeşit turnuvalarda üst düzeylerde oynamış olmanın fark yarattığına değinen yıldız basketbolcu, “İtalya, Fransa bir sürü kadro sayabiliriz. Bu ülkeler bizim açımızdan maalesef ki buralarda birinci dörtlerde, bu cins tertiplerde daha çok bulunmuş, daha çok deneyim kazanmış ülkeler ve oyuncular. Ekipte hem genç hem deneyimli bir sürü oyuncu var ancak geriye dönüp baktığımız vakit biz bu rakipteki, İtalya’daki, öbür gruplardaki oyuncular kadar, ne kadar müddet almışız, ne kadar sorumluluk almışız, ne kadar forma giyme bahtı bulmuşuz liglerimizde de, Ulusal Takım’da da ? Çok yetenekli bir kadroyuz. Daima söylüyorum öteki kadrodaki oyuncularla birebir maç yaptığımızda hepsini yenebilecek düzeyde benim bütün ekip arkadaşlarım. Hepimiz lakin Eurobasket üzere tertipler, basketboldan öte deneyim istiyor, sakinlik istiyor. Buraları oynayabilmenin yükünü, o gerilimini kaldırabilecek mantalitede beşerler istiyor. Dediğim üzere biz bence herkesten çok yetenekli, çok daha azimli oyuncu takımına sahibiz fakat kendimiz söylüyoruz. 8 yıl sonra birinci kez çeyrek final oynama muvaffakiyetini gösterdik. Rakibimize baktığımız vakit kaç sefer çeyrek final oynadı? Art geriye oynuyorlar. Art geriye birinci dörtlere giriyorlar; Fransa, Sırbistan, İtalya, Yunanistan. Bunlar bizden daha çok üstlere oynayan, daha fazla çeyrek final oynamış, daha fazla birinci dörde girmiş ekipler. Biz tekrardan ayağa kalktık. Tekrardan çeyrek final oynayabilme muvaffakiyetini gösterdik. Bu çok büyük bir muvaffakiyet değil lakin 8 yıl süren bir sessizliğin gerisinden bence büyük bir muvaffakiyet. Bununla gurur duyulması gerekiyor. Yetinmek asla bize nazaran değil, bununla yetinmeyeceğiz” diye konuştu.
‘DÜNYA KUPASI’NA GİDECEĞİMİZE EMİNİM’
Avrupa Basketbol Şampiyonası’nı 7’nci sırada tamamlayarak 2026 Dünya Kupası elemelerine katılma hakkı kazanan Ulusal Takım’ın başarılı oyuncusu, Dünya Kupası’na gideceklerinden emin olduğunu lisana getirdi. Ulusal basketbolcu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Biz buradan alacağımız deneyimleri cebimize alıp daha düzgün hazırlanacağız, Dünya Kupası elemelerine inşallah. Artık 3+2 kuralıyla Türkiye Ligi’nde daha fazla mühlet alacak Türk arkadaşlarım. Hepimiz oynayabileceğimiz takımlardayız. Ben o denli görüyorum bütün arkadaşlarımı. Hem ligden hem bu şampiyonadan deneyimlerin hepsini cebimize alıp esasen gücümüz harikuladeydi. Dünya Şampiyonası elemelerine ve Dünya Kupası’na gideceğimize eminim. Oraya biz daha hazır, gerilimi daha yeterli yönetebilen bir Ulusal Kadro olarak gideceğimize ben eminim.”
‘BENİM PSİKOLOĞUM PELİN BİLGİÇ’
Milli Takım’da kendisini motive eden kimi faktörler bulunduğunu tabir eden Tilbe, “Hiç oynamayan oyuncuların bile katkısı o kadar büyük ki yani benim hiç mühlet almayan neredeyse psikolog diye isimlendirdiğim Pelin Bilgiç bütün kamp boyunca bana motivasyon verdi. Bu türlü çok sinirlenebileceğim anlarda, gerginlik çıkma potansiyeli olan maçın kırılma anlarında benchte olsun, soyunma odasında daima o beni sakinleştirdi. Dedi ki; ‘Ben daima senin yanına oturacağım, toplantılarda her yerde sana vuracağım ayağımla, elini tutacağım, seni sakinleştireceğim. O yüzden grup sporu yapmayan, bu tertipleri, bu ortamı bilmeyen insanların bunu anlayabilmesi, çok anlatmaya çalışıyoruz fakat çok güç. O gerilimi yönetebilmek ne kadar deneyimli olursanız olun çok güç fakat yönetmeye çalışırken yalnızca saha içinde değil benchteki, teknik takımdaki maç 40 dakika değil yalnızca biz o 40 dakikaya gelene kadar binlerce dakika, yüzlerce dakika buna hazırlanıyoruz ve o yüzlerce dakikanın içinde sizi o asisti yapmaya, o şuta atmaya hazırlayan o kadar fazla etken ve insan var ki. Aklıma gelen şu an Pelin’di. Pelin bana inanılmaz yardımcı oldu ve bütün turnuva boyunca hatta kendisine de söyledim tekrar buradan onu onore etmek isterim arkadaşımı. Teşekkür ediyorum zira nitekim her vakit sakin kalamıyorsunuz. Yani Pelin benim söylediğim lakin diğerlerinin da öteki motivasyonları var. Stafftan olan var, sıhhat takımından çok kıymetli beşerler var daima sohbet ettiğimiz. Hiç mühlet almayan ya da mühlet alan hiç fark etmiyor aslında. O yüzden biz 12 bireyiz ya da kamp periyodunda 20 bireyiz. Staffta bu kadar fazla insan var. Zira herkes oburuyla tıpkı lisanı konuşuyor, herkes öbür bir şeyden anlıyor. Kimi saha içinde antrenör ona kızdığı vakit motive oluyor. Kimi kızdığı vakit motive olamıyor. Daha sakin bir idman biçimini seviyor ya da konuşma şeklini. Burada işte hem stafftan hem oyunculardan herkes birbirine yardımcı oluyor. Yalnızca oynayanlar değil bu art planda çok fazla zımnî kahraman var malzemecisinden oyuncusuna kadar” halinde konuştu.
