İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının “Kent Uzlaşısı”na ait “terör” tezli soruşturması kapsamında tutuklanan ve akabinde İçişleri Bakanlığınca Şişli Belediye Belediye Başkanlığı misyonundan uzaklaştırılan Resul Emrah Şahan’ın avukatları bir kere daha tahliye talebinde bulundu.
Şahan, 19 Mart 2025’te İBB’ye yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınmış, 23 Mart’ta İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanmıştı. Şahan, hakkında yürütülen “silahlı terör örgütüne yardım etme” suçlaması gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı tarafından Şişli Belediye Başkanlığı vazifesinden uzaklaştırılmış ve yerine Şişli Kaymakamı Cevdet Ertürkmen görevlendirilmişti.
4 aydır tutuklu olan Resul Emrah Şahan’ın avukatları Hüseyin Ersöz ve Enes Ermaner tarafından tutukluluğa hâkim nezdinde itirafta bulunuldu.
DİLEKÇEDE ÖZGÜR ÖZEL’İN KONUŞMASINA YER VERİLDİ
Cumhuriyet’in kurucu partisi olan CHP’nin bir terör örgütü ile zımnî ittifak halinde olmasının akla yatkın olmadığının belirtildiği itiraz dilekçesinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 20 Mart tarihli konuşmasına atıf yapıldı.
Şişli Belediyesi önünde konuşan Özgür Özel şu sözleri kullanmıştı:
“Tüm Türkiye genelinde, AK Parti, UYGUN Parti, MHP, DEM üzere partilerden gelip CHP listelerinden seçime girmeyi kabul eden ve güçlü bir temsil sağlayacağı düşünülen isimlerin aday gösterilmesi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin merkezi kararıyla gerçekleşmiştir.”
AHMET ÖZER HAKKINDAKİ TAHLİYE KARARI HATIRLATILDI
İtirazda, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer hakkında verilen tahliye kararına da atıfta bulunularak, Şahan’ın misal desteklerle tutukluluğunun, ölçülülük ve orantılılık unsurlarıyla uyuşmaz hale geldiği belirtildi. İtiraz da ayrıyeten, Özer’in örgüt üyeliği suçlamasıyla aylarca tutuklu kalmasına münasebet gösterilen kanıtların dayanaksız olduğunun ortaya çıktığı vurgulanarak, emsal desteklerle “örgüte yardım suçu” isnat edilerek tutuklu bulunan Şahan’ın özgürlüğünden yoksun bırakılmasının hem olayın kendi iç tutarlılığına hem de Anayasa’nın 13. ve 19. unsurları ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. hususunda teminat altına alınan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına karşıt olduğu söz edildi.