DEM Parti İstanbul Vilayet Örgütü öncülüğünde, Bakırköy Bayan Kapalı Cezaevi önünde düzenlenen yürüyüş ve oturma aksiyonunda, cezaevlerinde yaşandığı öne sürülen hak ihlallerine dikkat çekildi. Harekette, “hapishanelerde çıplak arama, fiziki şiddet, kelepçeli muayene üzere onur kırıcı uygulamalara son verilmesi” daveti yapıldı.
ÇOK SAYIDA KURUM VE SİYASİ TEMSİLCİ KATILDI
Yürüyüş ve basın açıklamasına DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, DEM Parti İstanbul Vilayet Eşbaşkanı Arife Çınar, CHP İstanbul Vilayet Lider Yardımcısı Ali Ekber Cömert, DİSK temsilcisi Asalettin Arslanoğlu, yanı sıra Emekçi Hareket Partisi (EHP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve MATUHAYDER temsilcileri de katıldı.
“CEZAEVLERİNDEKİ UYGULAMALAR POLİTİKAYA DÖNÜŞTÜ”
DEM Parti Vilayet Örgütlenme Eş Sözcüsü Ayfer Fatma Çevik tarafından okunan açıklamada, cezaevlerinde sistematik hale geldiği ileri sürülen uygulamalara dikkat çekildi. Açıklamada, mahpuslara yönelik çıplak arama, fiziki şiddet, kelepçeli muayene, disiplin cezalarıyla tahliyelerin engellenmesi üzere uygulamaların artık istisna değil, siyaset halini aldığı argüman edildi.
“HASTA MAHPUSLAR TEDAVİSİZ BIRAKILIYOR”
Ağır hasta mahpusların sıhhat hizmetlerine erişimlerinin engellendiği, İsimli Tıp Kurumu’nun tek otorite olması nedeniyle tahliyelerin geciktirildiği belirtilerek, bu uygulamaların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında “insanlık dışı muamele” olarak tanımlandığına dikkat çekildi.
İDARE VE MÜŞAHEDE ŞURALARI ELEŞTİRİLDİ
Cezaevlerindeki tahliyelerin yönetim ve müşahede konseyleri eliyle “keyfi ve subjektif” münasebetlerle engellendiği belirtilen açıklamada, bu heyetlerin kapatılması istendi. Münasebet olarak mahpuslara yönelik “pişmanlık dayatması”, koğuş yerleşiminden spor aktifliklerine kadar birçok iç düzenlemenin ‘iyi hal’ değerlendirmesinde aleyhe kullanıldığı öne sürüldü.
REFORM DAVETİ: “İNSAN HAKLARINA SAYGILI SÜREÇ BAŞLATILSIN”
Basın açıklamasında, hapishaneler başta olmak üzere tüm devlet kurumlarında insan haklarına saygılı bir ıslahat süreci başlatılması daveti yapıldı. Cezaevlerinde keyfi infaz uygulamalarının kaldırılması, hasta mahpusların tedaviye erişiminin sağlanması, İsimli Tıp Kurumu’nun monopolünün sonlandırılması ve bağımsız konseylerin oluşturulması talepleri sıralandı.
ÖCALAN VURGUSU: TECRİT SİYASETİ BARIŞA ENGEL
Açıklamada, PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulandığı belirtilen “ağırlaştırılmış tecrit” siyaseti da eleştirildi. Bu durumun sadece ferdî bir hak ihlali değil, Türkiye’nin demokratik geleceği açısından da önemli bir sorun olduğu söz edildi.
