CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Afşin-Elbistan A Termik Santrali’ne eklenmek istenen iki yeni ünite için verilen “ÇED Olumlu” kararına reaksiyon gösterdi. Öztunç, “AKP, bir yandan Meclis’e iklim kanunu sunarak sera gazı emisyonlarını azaltacağını sav ediyor, başka yandan yeni termik santrallere ÇED olumlu kararı vererek iklim krizini derinleştiriyor. Bu çelişki, iktidarın iklim siyasetlerindeki samimiyetsizliğini açıkça ortaya koyuyor. İklim değişikliğiyle uğraş lafla değil, gerçek adımlarla olur, kirli projelere onay vererek değil. Elbistan’ı ‘Külbistan’a çeviren bu anlayış, tabiata, halka ve geleceğimize ihanettir” dedi.
Öztunç, şunları kaydetti
“AKP, bir yandan Meclis’e İklim Kanunu sunarak sera gazı emisyonlarını azaltacağını tez ediyor, öteki yandan yeni termik santrallere ÇED olumlu kararı vererek iklim krizini derinleştiriyor. Bu çelişki, iktidarın iklim siyasetlerindeki samimiyetsizliğini açıkça ortaya koyuyor. İklim değişikliğiyle uğraş lafla değil, gerçek adımlarla olur, kirli projelere onay vererek değil. Elbistan’ı Külbistan’a çeviren bu anlayış, tabiata, halka ve geleceğimize ihanettir. Bölgede hava kirliliği, kanser hadiselerinde önemli artışlara ve binlerce insanın erken vefatına neden oldu. Bilimsel bilgilere nazaran, son 20 yılda bölgede kanser olayları 8 kat arttı. Kahramanmaraş’ta yılın 200 günü ulusal limit pahaların üzerinde hava kirliliği yaşanıyor. Bu bilgiler, bölgenin daha fazla kirliliği kaldıramayacağını açıkça gösteriyor. Lakin görünen o ki, bu gerçekler, Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın karar alma süreçlerinde hiçbir mana söz etmiyor.
“HALK SIHHATİNE VE TABİATA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR”
Afşin-Elbistan Termik Santrali, kurulduğu günden bu yana 16 bin 530 kişinin erken vefatına neden oldu. Buna karşın, daha fazla kirlilik yaratacak yeni ünitelerin inşasına onay verilmesi, Bakanlığın isminin hakkını vermek bir yana, adeta halk sıhhatine ve tabiata karşı işlenmiş bir cürümdür. Bir yanda iklim değişikliğiyle uğraş için yasa çıkarılırken, başka yanda termik santral projelerine onay verilmesi, AKP’nin iklim siyasetlerindeki tutarsızlığını ve ikili standartlarını gözler önüne seriyor. Bu çelişki, iklim kriziyle uğraşta içtenlikle hareket edilmediğini açıkça ortaya koyuyor. İklim krizi tüm dünyanın en acil sorunu haline gelmişken, Türkiye’nin en kirli havasını soluyan Afşin ve Elbistan halkına daha fazla kirlilik yüklemek, insan haklarına karşıttır. Bölgede yaşayan beşerler, yıllardır kirli hava solumaya, sıhhatlerini kaybetmeye ve geleceklerinden tasa duymaya mahkum ediliyor. Bu karar, onların ömür hakkını hiçe sayan bir anlayışın eseridir.
“HALK SIHHATİNİ VE TABİATIMIZI, SİYASİ ÇIKARLARA FEDA ETMEYİN”
Bilim insanları, sivil toplum örgütleri ve sağduyulu herkes, bölgenin daha fazla kirliliği kaldıramayacağını tekraren lisana getirdi. Belediyelerimiz davacı oldular. Lakin görünen o ki, bu sesler, karar vericiler tarafından duyulmuyor. Bu karar, halkın sesine kulak tıkamanın ve geleceğimizi karartmanın bir örneğidir. Afşin-Elbistan’a daha fazla termik santral değil, pak hava, sağlıklı bir etraf ve sürdürülebilir bir gelecek borçluyuz. Artık kâfi. Halk sıhhatini ve tabiatımızı, siyasi çıkarlara feda etmeyin.”
