Teknolojik gelişmelerin süratle uzaklık kat ettiği akıllı telefonlar, bilhassa genç kuşaklarda kullanımı epey yaygın olmakla birlikte her yaştan kesitin ayrılmaz bir kesimi haline geldi.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi‘nden (SCÜ) Dijital Bağımlılık Uzmanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, avcumuzun içinde gelişen teknoloji ile birlikte bilgiye ulaşma eforunun da bağımlılık haline dönüştüğünü söyledi.
TELEFONUN KÖLESİ OLMUŞUZ
Türkiye’de manik bilgi alma konusundaki bağımlılığın önemli boyutlara ulaştığını aktaran Prof. Dr. Dilci, şöyle konuştu:
“Ülkemizde önemli manada manik bilgi alma konusunda bağımlılık kelam konusu olduğunu görüyoruz. Buna manik bozukluk diyoruz. Manik bozukluk daha çok bilgi bağımlılığı formunda söz edilir.
Kişinin daima ve çok bir biçimde yeni bilgi arayışında olması, bilgiyi kaçırma yahut eksik bilgiden ötürü bir şeyleri kaybedeceği fikriyle bu durumun bir nevi dürtü bozukluğuna dönüştüğünü söyleyebiliriz.
Gün içerisinde Türkiye
Bunun belirtileri; daima yeni bilgi aramak ve bu süreçte vaktin nasıl geçtiğini fark etmemek, bilgiye ulaşamayınca huzursuz yahut telaşlı hissetmek, günlük işleri aksatacak kadar bilgi tüketimine vakit ayırmak, bilginin doğruluğunu sorgulamadan her şeyi tüketmektir.”
BAĞIMLILIK UZMANI VAHİM DURUMU AÇIKLADI
Manik bozukluğun şahıstan şahsa farklılık gösterebileceğini anlatan Dilci, “Manik bilgi bozukluğu bireyden bireye değişmektedir. Bu bozukluk ekseriyetle mükemmeliyetçi ve takıntılı bireylerde görülüyor. Daima daha fazla bilgi edinme gereksinimi hissederler. Ayrıyeten bilgi eksikliği hisseden bireylerde, dert bozukluğu olanlar da görülüyor. Öğrenciler ve araştırmacılar ortasında bu bozukluk daha da çok yaygınlaşıyor” diye konuştu.
Manik bilgi bozukluğuyla gayret konusunda bilgi veren Dilci, “Öncelikle bilgi tüketimini sınırlamak gerekiyor. Önümüze çıkan her türlü bilgiyi okumak değil, ilgi alanlarımıza ve bize yararlı olan bilgileri seçip, düzenleyip o halde yönelmemizde yarar var. Dijital diyet dediğimiz, ekranlara olan maruziyetimizi sonlandırmak, gün içerisinde aşikâr bir yere kadar temas etmektir. Mümkün olduğu kadar akıllı telefonlar yerine tuşlu ve klasik telefonları kullanmak gerekir. Akıllı telefonlarımızı bizden fizikî manada uzak tutmak gerekir” dedi.
