Yüksek enflasyon ve geçim problemiyle gayret eden milyonlarca yurttaş, her geçen gün barınma ve temel muhtaçlıklarını karşılamakta daha da zorlanıyor. Kira ödemekte, besin alışverişi yapmakta zahmet çeken dar gelirli vatandaşın halini göremeyen Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise geçtiğimiz günlerde “müjde” olarak duyurduğu konut projesiyle adeta dudak uçuklattı.
Bakan Murat Kurum tarafından kamuoyuna açıklanan “Gayrimenkul Sertifikası” sistemiyle, İstanbul Başakşehir’de yer alan Emlak Konut’a bağlı Damlakent Projesi üzerinden vatandaşın konut sahibi olabileceği belirtildi. Lakin açıklanan koşullar, projenin “dar gelirliye” değil, sadece yüksek gelir kümesine hitap ettiğini ortaya koydu.
Projeyle ilgili bilgi veren Kent Plancısı Ceyhan Çılgın, bölgenin 250 bin kişilik nüfusu barındırabilecek kapasitede olduğunu ve Damlakent Projesi’nin 5 bin 325 konutluk küçük bir alanı kapsadığını söyledi. Birinci etapta ise sadece 1.540 konutun gayrimenkul sertifikası olarak halka arz edileceği bildirildi.
Sisteme nazaran bir mesken alabilmek için 631 bin 516 adet sertifika biriktirilmesi gerekiyor. Her sertifika 7,59 TL pahasında. Bu da konut sahibi olmak isteyen bir vatandaşın ayda ortalama 133 bin 144 TL birikim yapması gerektiği manasına geliyor.
Ancak bu ölçü, dar gelirlinin mevcut ekonomik şartlarıyla uyuşmuyor. 2025 yılı prestijiyle taban fiyat 22 bin 104 TL, en düşük emekli maaşı ise 14 bin 469 TL düzeyinde. Yani bir vatandaşın bu projeye dahil olabilmesi için maaşının üzerine her ay 100 bin liradan fazla ek gelir sağlaması gerekiyor.
Bakanlığın “dar gelirliye ev” telaffuzuyla kamuoyuna duyurduğu bu proje, pratikte dar gelirli vatandaşların erişemeyeceği bir noktada duruyor. Hal bu türlü olunca, barınma krizi yaşayan geniş kitleler için umut olması gereken sistem, sadece gelir düzeyi yüksek olanların faydalanabileceği bir ayrıcalık haline geliyor.
