Dr. Whittington, testin sadece başparmağı bilek boyunca uzatmayı içerdiğini açıklıyor. Başparmak avuç içi kenarının ötesine uzanırsa, bu bağ dokusunda artan elastikiyetin bir işareti olabilir – bu özellik aort anevrizması riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir.
Aort anevrizması, kanı kalpten bedenin geri kalanına taşıyan ana atardamarın çıkıntısı yahut genişlemesidir. Erken tespit edilip tedavi edilmezse yırtılabilir ve sıklıkla ölümcül iç kanamaya neden olabilir.
“Başparmak avuç içinden çok uzağa uzanıyorsa, buna ‘pozitif başparmak-avuç işareti’ denir. Bu, atardamarlarınızda da bulunan bağ dokusunun olağandışı elastikiyetini gösterebilir ve bu da aortun şişmesi yahut yırtılması riskini artırır,” diye açıklıyor Dr. Whittington.
Ayrıca, aort anevrizmaları da dahil olmak üzere çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle kalp ameliyatı geçiren 305 hastayı inceleyen, American Journal of Cardiology’de yayınlanan 2021 tarihli bir çalışmaya da atıfta bulunuyor. Çalışma, bilinen bir anevrizması olan bireylerin %60’ının müspet başparmak-avuç içi test sonucuna sahip olduğunu buldu.
Pozitif sonuç, hastalığın kesin bir göstergesi olmasa da, bu belirtiye sahip şahıslar değerli ölçüde daha yüksek risk altındadır ve doktora görünmelidir.
Anevrizmalar çoklukla yırtılıncaya kadar semptomlara neden olmaz, bu da amaçlı bir muayene olmadan tespit edilmelerini zorlaştırır. Muhtemel semptomlar şunlardır:
• göğüste, sırtta yahut uzunluğunda ağrı
• yüz, boyun yahut kollarda şişme
• öksürük, hırıltı, nefes darlığı
• kanlı öksürük
Rutin muayene ve teşhis prosedürleriyle anevrizmalar erken devirde tespit edilip, tansiyon düşürücü ilaçlarla yahut cerrahi müdahale ile tedavi edilebiliyor.
BAĞ DOKUSU BOZUKLUKLARI VE ANEVRİZMALAR
Pozitif bir test sonucu ayrıyeten 200’den fazla bağ dokusu bozukluğundan birini gösterebilir. En yaygın olanlardan kimileri şunlardır:
• Marfan sendromu – kalbi, gözleri, kemikleri ve kan damarlarını etkileyen kalıtsal bir bozukluk. Bu sendroma sahip bireylerde aort diseksiyonu (yırtılması) riski 250 kata kadar daha fazladır.
• Ehlers-Danlos sendromu (EDS) – cilt ve eklemlerin elastikiyetinin artmasına ve kan damarlarının kırılganlığına neden olan bir küme genetik bozukluk. En yaygın form hipermobil EDS (hEDS) iken en tehlikelisi vasküler EDS’dir (vEDS).
• Loeys-Dietz sendromu – aort diseksiyonu riskini de artıran az bir genetik bozukluk.
Bu bozukluklar uzun uzuvlar, besbelli damarlar, sık sık morarma yahut görme sıkıntıları üzere fizikî özelliklerle ortaya çıkabilir.
“Başparmak ve avuç içi testiniz olumluysa, bu paniğe neden olmaz, lakin bunu hekiminize söylemeniz makul olur. Bağ dokusu bozukluklarını ekarte etmek için ek testlere gereksinim duyulabilir,” diyor Dr. Whittington.
Erken belirtileri ve riskleri tanımak hayat kurtarabilir, bu nedenle bilgi edinmek ve vaktinde profesyonel bir görüş almak yararlıdır.
