Başında kask, belinde balta, yüzünde maske ve üzerinde atak yeleği bulunan 19 yaşındaki Arda K’nin 12 Ağustos 2024’te Şehit Rüstem Demirbaş Parkı’ndaki çay bahçesinde oturan 5 kişiyi bıçakla yaralanmasına ait Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma tamamlandı.
108 YIL MAHPUS TALEBİ
Cumhuriyet Savcısı Ferhat Demirci tarafından hazırlanan ve Eskişehir 6. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 37 sayfalık iddianamede, olayı gerçekleştirdiğinde 18 yaşında olan tutuklu sanık Arda K’nin “tasarlayarak öldürmeye teşebbüsten” 100 yıla ve “halk ortasında dehşet ve panik yaratmak amacıyla tehdit” kabahatinden 8 yıla kadar mahpusla cezalandırılması talep edildi.
İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Sanığın görüntü paylaşım platformundan canlı olarak kaydedip paylaştığı anlaşılan olay anına ilişkin manzaraların tahlilinin yer aldığı iddianamede, bıçakla yaralanan 5 kişinin muayene sonuçları, “Humanty İs Overrate (İnsanlık Abartılıyor)” ibareli siyah renkli tişört giyen sanığın üzerinde ve adreslerinde ele geçirilen kabahat ögeleri ve dijital gereçler, sanığın ve müştekilerin sözleri ile Arda K’nin toplumsal medya hesapları ile ilgili yapılan açık kaynak araştırmalarına ait tespitler yer aldı.
Arda K, iddianamede yer alan sözünde, yaklaşık 6-7 ay evvel oyun platformu üzerinde gezinirken bir hesaba denk geldiğini, hesap sahibiyle İngilizce sohbet ettiğini belirterek, şunları anlattı:
“TEHLİKELİ OLABİLİR DİYE PATLAYICI YAPMADIM”
“Doğu Avrupa kökenli olduğunu söyledi lakin ülkesini tam olarak söylemedi, kendisinin benden bir iki yaş küçük olduğunu söylemişti. Kendisinin bulunmuş olduğu ülkede okullar başladığı, gittiği okulda silah alıp hareket yapmak istediğini benimle paylaşıyordu, bu silahı ailesinin üzerinden alacağını söylüyordu. Bu şahsın hangi ülkede yaşadığını bilmiyorum.
Onunla ortak yanlarımızın olduğunu düşünerek birinci başlarda yalnızca Türkiye’de yaşadığımı, son iki hafta içerisinde Eskişehir’de yaşadığımı ve silah almak planlarımın olduğunu söylemiştim lakin silah alacak bir yer bulamadığımı şahsa söylemem üzerine bu şahıs bana patlayıcı yapabileceğimi söylemişti, zati ben daha öncesinden uygulama üzerinden patlayıcı yapabileceğim metinlerin olduğu evrakları indirip incelemeler yapmıştım. Patlayıcı yapılabileceğim gereç temin edemedim ayrıyeten konutta tehlikeli olacağı niyetiyle patlayıcı yapmadım.”
Konuştuğu kişinin Eskişehir bir hareket yapması konusunda yönlendirmelerde bulunduğunu ileri süren sanık, şöyle devam etti:
ÖNCE KİLİSE’YE SALDIRMAYI PLANLAMIŞ
“Eylem yapabileceğim yerleri çizerek bu şahsa gönderdim. Şahısla daha evvelce konuşurken bir kilisede atak yapmak istediğimi söylediğimde bunun dikkat çeken hareket olabileceğini söyleyerek bana teşvik edici kelamlar söyledi fakat ben bu saldırıyı başımda tam olarak planlayamadığımdan ötürü planımdan vazgeçtim, kiliseye taarruz yapma fikrim ise dikkat alımlı yerlerden birisi olmasıydı.
“POLİTİK GÖRÜŞÜM OLAN NASYONEL SOSYALİZM…”
Ben silah ve patlayıcı temin edemediğimden ötürü internet üzerinden balta, bıçak, kask, maske, gözetici gözlük, atak yeleği, eldiven, pantolon, palaska aldım. Daha sonradan bu gereçlerin üzerine politik görüşüm olan Nasyonel sosyalizm (Nazizm) görüşüme ilişkin Nazi amblemini yeleğimin üzerine yapıştırdım, yeniden tıpkı ideolojime ilişkin ‘SS’ amblemini, eşittir işareti üzerine çizgi çizerek eşit değildir manasında bir formu, KKK (Klu Klux Klan) ibarelerini ve gamalı haç işaretini küçük kamp bıçağımın üzerine beyaz endüstriyel kalemle çizdim.
“CAMİ ETRAFINDA HAREKET YAPMAYI KARARLAŞTIRDIK”
Bu şahısla son görüşmemi yaptım. Eskişehir’de yapmış olduğum planı kendisi de tasdiklediği için Tepebaşı Mescidi etrafında aksiyon yapacağımı kesinleştirdik, daha sonra bu şahısla yazışmaları bilgisayardan, cep telefonumdan sildim. Cep telefonumu, bilgisayarımı, meskende bulunan hard diskimi yaptığım hareket planları bulunmasın diye format atarak sıfırlayarak meskenden çıktım.”
“İNSANI SEVMEDİĞİMDEN ÖTÜRÜ BU HAREKETİ YAPTIM”
Sanık, canlı yayın açarak cami bahçesinde oturan bireylere yönelik hamle yeleğinden çıkarttığı bıçakla öldürmek amaçlı saldırdığını itiraf ederek, “Bir kişiyi daha bıçakladıktan sonra arkamdan ‘dur’ biçiminde bir ses duydum ve gerimi döndüğümde bana yanlışsız koşan bir polis olduğunu görünce kaçarken tekrar durak üzerinde bulunan bir kişiyi sırtından bıçakladığımı şu an hatırlıyorum. Ben bu hareketi yaparken dini gayeli bir aksiyon yapmadım, yalnızca insanı sevmediğim için ve ses getireceğinden ötürü bu aksiyonu yaptım.” sözünü kullandı.
PİŞMAN OLDUĞUNU AÇIKLADI
Saldırı gününden 7-8 ay evvel depresyondan kurtulmak için bir hastanenin psikiyatri servisine başvurduğunu, tabibin verdiği ilacı makûs hissettiği için bir gün sonra bıraktığını anlatan sanık, rastgele bir terör örgütüyle irtibatının olmadığını, pişmanlık duyduğunu kaydetti.
