Denizli’nin Çal ilçesinde 28’ncisi düzenlenen Memleketler arası Çal Bağ Bozumu Kültür ve Sanat Festivali’ne katılan usta oyuncu Halil Ergün, CHP’li belediyelere yönelik operasyonları ve CHP’nin kurultaylarına ait son yargı süreçlerini eleştirdi.
CHP’nin belediye liderlerinin hiçbir münasebet gösterilmeden tutsak edildiğine dikkat çeken Halil Ergün, “Ben bir yurttaşım, siyasi halla değil, yurttaş tutumuyla konuşuyorum. Bu süreçte bir tek CHP’nin mi yönetecileri yahut belediyeleri hatalı?” dedi.
“CUMHURİYETİMİZ UZUN VAKİTTİR ÇÖZÜLME NOKTASINDA”
Belediyelere kayyum atamasının, muhalefeti zayıflatmak, ele geçirmek gayesi taşıdığını söz eden Ergün, şunları kaydetti:
“Çünkü CHP, bize anlatılan ve gösterilen ölçüler ışığında birinci parti pozisyonunda ve iktidara yönelik müdahalede en şanslı yaklaşım kültürünü oluşturan bir parti, maksat partiyi yaralamak. DEM Parti’nin de belediye liderlerine kayyum atıyorlar. Bütün bunlardan sonra ben şunu söylemek istiyorum. Cumhuriyetimiz uzun vakittir çözülme noktasında, kültürel, siyasal ve tarihi olarak, kurumlara bakın ne haldeyiz, üniversiteler, hukuk, hastaneler… Bütün bunların tartışılması gerekirken daima hapishaneye atılanlar, cürüm işlemişler, ne vakit yatacaklar, ne vakit mahpusa girecekler noktasında daraltılan bir yaklaşım ve siyasal kültür var. Bu bir oyundur. Buna şiddetle karşıyız.
“BU HALK NE VAKİT SESİNİ ÇIKARACAK?”
Burada bir noktası var benim arbede ettiğim. Ben 68 nesliyim. Türkiye halkının, işçinin alın terini savunan ve daha hoş günlere gitmesini istiyoruz. Yarım yamalak ses çıkarmalar oluyor, fakat hayır, Türkiye Cumhuriyeti diye bizim heyecan duyduğumuz ve Mustafa Kemal ve arkadaşlarının bize bahşettiği sürecin daha ileriye gitmesini sağlayacak uğraş varken sessizliğe dönüşmüş bir halk ile karşı karşıyayız. Artık halka söylüyorum bunu; halk, kendine gel, hayatını talep etmeye çalış. Bu türlü talepsiz bir halk olmaz. Çoluğunun, çocuğunun geleceği noktası var. Hastaneler ortada, siyasal örgütlenmeler ortada, fakülteler ortada, hukukun tasarrufu otada, ne vakit ses çıkaracaksınız? Sıkıntı şu partiden, bu partiden olmak değil. Sıkıntı, Cumhuriyeti savunmak, demokrasiyi savunmak, halkın, işçinin, insanların haklarını çok özel kaideleri talep edecek noktada olmamız lazımken, çok sessiz kalmış. İktidarın, ‘içeri alınanlar, dışarı atılanlar’ biçiminde bir Türkiye’yi yaşatmaya hakkı yoktur. Fakat asıl sıkıntı şu, bu halk ne vakit sesini çıkaracaktır? Ben yurttaş olarak konuşuyorum, rastgele bir partinin adamı olarak konuşmuyorum. Bunu söylemek zorundayım, üzgünüz.”
