CHP’nin son kurultayında Kemal Kılıçdaroğlu’na oy veren CHP delegesi ve eski Ankara savcısı Bülent Yücetürk, Kılıçdaroğlu’na karşı yaşadığı hayal kırıklığını kaleme aldı.
Yazısında, Kılıçdaroğlu’nun son atılımlarını “kişisel hesaplardan sıyrılamamış ve kendini kutsayan bir yalnızlık hali” olarak tanımlayan Yücetürk, CHP’nin Türkiye’nin son kalesi olduğunu ve içeriden sarsılması halinde demokrasiye olan inancın sarsılacağını kaydetti.
‘KEMAL BEY BENİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI…’
Mevcut süreçte olanın yalnızca CHP’ye değil Türkiye’ye de ziyan vereceğini söyleyen Yücetürk yazısında şu sözlere yer verdi:
“Kemal Bey beni hayal kırıklığına uğrattı…
Bu cümleyi kolay kurmuyorum. Ancak içimde büyüyen sessiz hayal kırıklığını artık taşıyamıyorum. Bu yazıyı da bir hesaplaşma değil, içten bir dertleşme niyetiyle kaleme alıyorum.”
Bugüne kadar daima kamuoyuna konuştum. Yaşanan hukuksuzlukları, siyasal etikle bağdaşmayan uygulamaları, demokrasiye vurulan darbeleri anlatmaya çalıştım. Partimin içinden geçtiği şiddetli süreci anlamaya, açıklamaya ve onarmaya çabaladım. Fakat bugün, 30 Haziran’a günler kala, hem Sözcü gazetesinde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun hem de Cumhuriyet gazetesinde Genel Liderimizin verdiği mülakatları okuduğumda; içimdeki umut, yerini derin bir kırgınlığa bıraktı.
‘CHP BU ÜLKENİN SON KALESİDİR İÇERİDEN ZAAFA UĞRARSA…’
Ben Kasım kurultayında Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verdim. Bunu açık yüreklilikle söylüyorum. O gün bu partinin yine toparlanabilmesi için onun tecrübesine, dirayetine, gayretine güvenmiştim. Ancak ortadan geçen vakitte yaşananlar, bu inancı ne yazık ki zedeledi. Bugün geldiğim noktada şunu üzülerek söz ediyorum: Kemal Bey beni, umut besleyen milyonlar üzere, hayal kırıklığına uğrattı.
CHP, bu ülkenin son kalesidir. O kale ayakta kalırsa, bu ülkenin evlatları geleceğe itimatla bakabilir. Lakin o kale içerden zaafa uğrarsa, yalnızca bir siyasi parti değil, bir halkın demokrasiye olan inancı da sarsılır. Parantez bir daha açılmamak üzere kapanabilir.
‘OLAN YALNIZCA BİZE DEĞİL ÜLKEMİZE OLACAK’
Olan yalnızca bize değil, ülkemize olacak…
Yıllardır adalet, özgürlük, eşitlik diye inatla yürüyen yurttaşlara olacak…
Partimizin bayrağını taşıyan gençlere, gece gündüz emek veren örgüt işçilerine olacak.
Bu süreçte ortaya konan siyasal tavır, ferdî hesaplardan sıyrılamamış bir kararsızlık ve kendini kutsayan bir yalnızlık hâlidir. Biz ise bu partiyi kişilerin değil, ilkelerin partisi olarak görmeye devam ediyoruz. Bu yüzden susmak bize yakışmaz. Tenkit de, özeleştiri de partililiğin bir modülüdür.
Bu satırlar ne bir kırgınlığın rövanşı, ne de ferdî bir serzeniştir. Bilakis, inandığı kıymetlerle aksi düşmenin yorgunluğudur.
Ben hâlâ bu partinin vicdanına, tabanına, işçilerine güveniyorum. O itimatla yazıyorum. Zira CHP bizim için bir siyasi tercih değil, ömür uzunluğu süren bir adanmışlıktır.
Selamla, hürmetle.”
