CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, 2021-2024 yılları ortasında düzenlenen konserlere yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 13 kişinin gözaltına alınmasının akabinde Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret etti. Burada açıklamalarda bulunan Akdoğan, soruşturmanın hedefinin Mansur Yavaş’ı yıpratmaya yönelik olduğunu söyledi.
Akdoğan, “Bugün sabah uyandığımızda televizyonlarda ve toplumsal medyada Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon yapıldığı haberlerini gördük. Asıl hedef da buydu aslında; bu başlığı vermek, bu manşeti attırmak. Halbuki bahsi geçen problem bir konser organizasyonudur” tabirlerini kullanarak Mansur Yavaş’a yönelik rastgele bir şaibenin kelam konusu olamayacağını belirtti.
“97 EVRAK SAVCILIĞA VERİLDİ”
Belediyenin 1994 ile 2017 yılları ortasındaki Gökçek idaresi sırasında “karanlığa gömüldüğünü” söyleyen Akdoğan, şunları tabir etti:
“2019’da bu binaya birinci giren Cumhuriyet Halk Partisi ismine benim. İçimden ‘Neler çıkacak bu binadan?’ diye geçirmiştim. Hakikaten 97 tane belge çıktı. Bunların hepsi Sayın Mansur Yavaş tarafından savcılığa teslim edildi. Şayet Türkiye’de bir yolsuzluk sorunu üzerine gidilecekse, 1994-2017 ortasındaki Melih Gökçek periyodunu aydınlatmak zorundasınız.”
Akdoğan, Melih Gökçek’in misyondan alınmasına da değinerek, “Ya FETÖ’cüdür ya hırsızdır, ya da ikisi birden. Şayet o denli değilse neden Cumhurbaşkanı tarafından apar topar misyondan alındı?” dedi.
“GÖKÇEK YOLSUZLUĞUN BEDEN BULMUŞ HALİDİR”
CHP’li Akdoğan, “Türkiye’de Melih Gökçek’in yolsuzluklarını ortaya sermeden kimse yolsuzluktan bahsedemez. Zira Gökçek, yolsuzluk sorununun beden bulmuş hâlidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Sayın Mansur Yavaş’ın yanındayız” tabirlerini kullandı.
“SORUŞTURMANIN SAKLILIĞI KATLEDİLDİ”
Akdoğan, Melih Gökçek’in toplumsal medya paylaşımlarına da reaksiyon göstererek, “Gece yarısı tweet atarak soruşturmanın kapalılığını katletti. Daha sonra sabah bu paylaşımlardan geri adım attı. Anlaşılan biri kendisini uyardı. ‘Ya kardeşim biz en azından soruşturmanın saklılığı varmış üzere yapıyoruz, sen niçin bunları bu türlü gece yarısı duyar duymaz millete duyuruyorsun’ dendi. Sabah da tipik Gökçek, civa üzere yan yattı, çamura battı, kıvırdı. ‘Ben yapmadım’ dedi falan. Birisi fırça atmıştır kendisine. Soruşturmanın saklılığı falan hak getire arkadaşlar.
Akdoğan, kelamlarını Ziya Paşa’nın “Böyle Gökçek üzere biri bu operasyondan daha evvel haberdar oluyor ve bu operasyonu Türkiye’ye duyuruyorsa Ziya Paşa’nın o kelamı herkesin aklına geliyor: ‘Kadıoğlu davacı, Muzur dahi şahit. Ol mahkeme kararına derler mi adalet?’. Maalesef Türkiye’nin içinde bulunduğu durumda yargı sistemi bu hâle gelmiştir.”” kelamlarıyla noktaladı.
