‘İzmir’in Hikayeleri’ başlığı altında bir e-kitapta toplanan kıssaların, çocukların hayal gücüyle kaleme alındığını söyleyen proje koordinatörü Gürnüş Öztürk, “Çocuk gözüyle İzmir’i yazdılar. Türkiye’nin, tahminen dünyanın rastgele bir yerinden İzmir’i öteki çocuklar, çocuk gözüyle okuyabilecek” dedi.
İzmir’de 4 pilot okulun katıldığı ‘Hayalden Kitaba: Düşlerini Kodlayan Çocuklar Atölyesi’ projesi ile 5’inci sınıf öğrencileri hayal gücünün sonlarını zorlayıp, kaleme aldıkları kıssaları yapay zeka araçlarını kullanarak dijital formata dönüştürdü. Yaşadıkları kentle bağ kurup, karakterler yaratan küçük müellifler teknoloji sayesinde öykülerini kalıcı bir miras haline getirdi. EBA İçerik Geliştirme Takımı Robokod Hayalden Kitaba: Düşlerini Kodlayan Çocuklar Atölyesi Koordinatörü Gürnüş Öztürk, projenin kalbinde İzmir ve çocukların olduğunu söyleyerek yapay zekanın içine doğan çocukların bu teknolojiyi kullandığını söz etti. Öğrencilerden İzmir’i tanıtmalarını ve kent ile ilgili kıssalar, masallar yazmalarını istediklerini anlatan Öztürk, “Öğrencilerimiz evvel İzmir’in tarihi yerleri, yiyecekleri, folkloru üzere ögeler üzerine araştırmalar yaptı. Bahislerini belirlediler. Herkesin kendine özel kahramanı oldu. Kimi Saat Kulesi kimi Albatros kimi de gevrek ya da boyozu kaleme aldı. Hikayeleri evvel kağıtlara yazdılar. Bilişim sınıfında bu yazıları bir tasarım uygulaması olan ‘Canva’yı yüklediler. Tasarladıkları görseller, yapay zeka sayesinde güçlü bir görsel haline geldi” sözlerini kullandı.
‘HAYAL GÜÇLERİNİ KULLANDILAR’
Öğrencilerin yer ve kahramanları hayal güçleriyle tasarladığını belirten Gürnüş Öztürk, metinleri yazıp İzmir’in hikayesini çıkardıklarını söyledi. Projenin sonunda dijital ortamda bir kitap yayınlanacağını lisana getiren Öztürk, şöyle devam etti:
“Çocuk gözüyle İzmir’i yazdılar. İzmir’i nasıl gördükleri bizim için değerliydi. 4 pilot okuldan seçilen hikayelerden İzmir’i anlatan bir hikaye, masal kitabımız olacak. Türkiye’nin, tahminen dünyanın rastgele bir yerinden çocuk gözüyle İzmir’i başka çocuklar okuyabilecek. Albatros olup İzmir’i dolaşan var. Saat Kulesi’nin yanındaki palmiye olan ya da Saat Kulesi olup Hasan Tahsin’in birinci kurşununu atışını sahneleyenler var. Çocuklar hayal güçleriyle çok hoş şeyler yakalamışlar. Öykülerin içinde Atilla İlhan da var, Tarihi Asansör’deki Dario Moreno de var.”
‘YAZDIKLARINI BİRİNCİ DEFA FARKLI BEŞERLER DA OKUYACAK’
30 Ağustos Ortaokulu Bilişim Öğretmeni Fatma Kırcalı, “Projeyi duyduğumda, ‘5’inci sınıf öğrencileri zorlanabilir’ diye düşündüm lakin çok sevdiler. Mail adresi alıp, tasarım uygulaması kullanmayı öğrendiler. Yapay zeka olmadan içerikler olağan bir yazı üzereydi. Artık profesyonel manzaralar elde edilmiş oldu” dedi. Öğretmenlerin de Canva kursu aldığını anlatan Kırcalı, epeyce kullanışlı olan bu programdan öğrencilerin de en uygun biçimde faydalandığını söyledi.
Türkçe Öğretmeni Sevinç Kaya Toker, öğrencilerin bu proje sayesinde yazmaya ilgi duyduğunu belirtip, “Normalde öykü yazıyorlardı. Lakin birinci kez bizim dışımızda farklı insanların bu kıssaları okuması sağlanacak. Birinci defa profesyonel oldular. Kalemi güçlü olanlar kendilerini diğerlerine gösterme fırsatı buldu. İzmir’in tarihini araştırdık birlikte. Hiç bilmedikleri yerleri öğrendiler” sözlerini kullandı.
‘YAVRU BİR SERÇENİN GÖZÜNDEN İZMİR’
5’inci sınıf öğrencisi Ali Tuğra Çalışkan (11), ‘Yer altındaki İzmirli’ başlıklı bir öykü hazırladığını söyleyip “Yazarken biraz yoruldum. Metnin detaylarını çıkardım. Kültürel mirasımıza sahip çıkmanın kıymetini vurguladım” dedi.
Rüya Alyamaç (11) projeyi duyunca çok heyecanlandığını ve özenerek hazırlandığını belirtti. Birinci sınıftan bu yana şiirler yazdığını ancak bundan sonra kıssalar da yazacağını anlatan Alyamaç, “İzmir tarihi güzellikleriyle ünlü ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Yavru bir serçenin gözünden İzmir’i anlatmayı tercih ettim. İsmi ‘Serçe Cici’nin İzmir macerası’. Öteki bir ülkede yaşayan bir serçe İzmir’e geliyor. Saat Kulesi’ni görüyor ve bir fırına gidiyor. Bir martıyla arkadaş oluyor. Martı onu Tarihi Asansör’e götürüyor. Çok âlâ arkadaş oluyorlar. Serçe Cici İzmir’de yaşamaya karar veriyor. Arkadaşlıkları sonsuza kadar devam ediyor” sözlerini kullandı.
ATATÜRK İLE DERTLEŞEN BİR KIZ ÇOCUĞUNU YAZDI
Uras Kırhan (11) ise “Başlığım ‘İzmir’de macera’. Konusu ise bir kızın İzmir’de seyahate çıkması. Tarihi yerleri gezerken bir şeyler yiyor. Yaklaşık 1 haftada yazdım” dedi.
Ayşenaz Çatın (11), “Alzheimer olan bir anneanneyi bahis aldım. Her şeyi unutan bu bayan Saat Kulesi’nin önünde eşiyle olan anılarını hatırlıyor” diye konuştu.
Berrin Sakallıoğlu (11) da “Kahramanın Sarah Almanya’dan İzmir’e geliyor. Gezintiye çıkıyor ve yemek yemek için Saat Kulesi’nin karşısındaki bir yere gidiyor. Ümit usta ona boyoz ikram ediyor. Saat Kulesi’nin orda ayağı çeşmeye takılıyor, düşüyor. Eline parıltılı bir taş değiyor. Işınlandığı yer onu eski tarihleri götürüyor. Yanına Atatürk geliyor. Atatürk ile dertleşiyorlar. Atatürk tam başını okşarken Sarah hayalden uyanıyor” diye konuştu.
