Ordu’nun Altınordu ilçesi Kayabaşı Mahallesi’nde yaşayan Turgut Özcan, 45 yıldır dikenli sarmaşıklardan balık sepeti örerek geçimini sağlıyor.
Günde bir sepet ören Özcan, ördüğü sepetlere vilayet dışından bile talep olduğunu belirterek, şöyle dedi:
“Bu işi, mahallemizdeki yaşlı bir amcadan öğrendim. Dağlık bölgelere gidip, orada resen yetişen yabani diken sarmaşıklarını kesiyorum. Dikenleri kazıyıp, pürüzsüz hale getiriyorum. Dikenlerini soyduğum bu sarmaşıkları 15 gün boyunca kurutuyorum. Daha sonra kuruyan bu sarmaşıkları yağmurda dışarıda bırakıyorum. Yağmur yağdıkça ıslanan kuru sarmaşıklar bu sayede gevşiyor. Ana materyalimiz hazır duruma gelince, balık sepetini örmeye başlıyorum. Evvel balık sepetinin boru kısmını örmeye başlıyorum ve öbür kısımlar buna nazaran şekilleniyor. Bu sepetler, çok evvelden beri balık yakalamak için kullanılır. Balık sepetinin çalışma mantığı da çok kolaydır. Balıkların sepete girmesi için, sepetin giriş kısmına ve içine kuru ekmek modülleri koymanız gerekiyor. Daha sonra ise sepetin suda batması için içine taş koyarak yük oluşturmalısınız. Akşam üstü balık sepetini suya bu halde atıp, sabah çıkardığınızda içinde balıkların olduğunu göreceksiniz.”
“BALIKÇILARIN BİRDEN FAZLA ARTIK BUNLARI TERCİH EDİYOR”
Öte yandan, balık sepeti örme geleneğinin, endüstriyel üretime yenik düştüğünü belirten Özcan, şu sözleri kullandı:
“Şimdi bu sepetleri çelik yahut sert plastik kullanarak fabrikalarda seri üretim yapıyorlar. Fileden bile yapılanlar var. Balıkçıların birden fazla artık bunları tercih ediyor. Eski tarz balık sepeti örme geleneği maalesef yok oluyor. 45 yıldır balık sepeti örüyorum. Şu an klâsik formüllerle bu sepetleri yapan kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez.”
