Serdal Adalı Beşiktaş’a lider olmadan evvel kanal kanal gezdi. Gazetelere röportajlar verdi. Toplantılar düzenledi konuşmalar yaptı.
Planı programı hazırdı. Teknik yönetici adayları aşikardı. Her şeyi düzenlemişti.
Fakat heyhat!
Göreve başladığında görüldü ki tek plan Sergen Yalçın‘mış.
O da kardeşinin hastalığını öne sürerek misyonu kabul etmeyince… Öbür bir program yokmuş ortaya çıktı.
Ama tekrar de geçen gün yapılan bir toplantı umutlandırdı.
Beşiktaşlı eski atletlerle lider bir ortadaydı.
Kimler yoktu ki toplantıda! Sayayım:
Ziya Doğan, İstek Çalımbay, Tezcan Ozan, Süleyman Oktay, Gökhan Keskin, Recep Çetin, Ulvi Güveneroğlu, Recep Ömer Gülen, Mehmet Ekşi, Fikret Demirer, Kadir Akbulut ve Necdet Ergün.
Sandım ki lider bir seçim yapacak.
Mesela İstek Çalımbay… İki kere misyona geldiği (ki en sıkıntı devrinde koşul bile öne sürmeden, paranın ‘p’sini bile ağzına almayan) Beşiktaş’ta nasıl misyondan aldığı bilinen Çalımbay. Efsanelerden geçilmeyen günümüzde gerçek bir Beşiktaş efsanesi olan, hayatı boyunca öteki bir kulüpte oynamayan, teknik yöneticilik yaptığı her kulüpte mukavelesine ‘Beşiktaş çağırırsa gidebilir’ unsuru koyduran İstek Çalımbay…
Beşiktaş’ın bir borcu yok mu ona?
Hep sıkıntı devirlerde mi vazifeye gelecek?
Bir dönem da kendi kadrosunu kurup gayret edemeyecek mi?
Sadece Rıza Çalımbay mı?
Scout grubu deyip duruyorsunuz. Yeniden yabancı isimleri gündeme getiriyorsunuz.
Burnunuzun ucunu göremiyor musunuz?
Hepsi yanınızda işte. Birlikte fotoğraf da çektirmişsiniz. Bu takımdan scout ekibi oluşturamıyor musunuz? Ki onlar hiç bir koşul öne sürmeden koşa koşa misyona gelecek Beşiktaşlılar.
Daha ne arıyorsunuz?
UEFA MAÇ ANALİSTİ OLE!
Ben bunları düşünürken bir haber çıktı ortaya.
Beşiktaş Norveçli Ole Gunnar Solskjaer‘le anlaşmış.
Ne olarak? Teknik yönetici olarak.
Bu Ole ne iş yapıyormuş 4 yıldır? UEFA’da maç analistiymiş.
Pes ki pes!
Senin topluluğun evlatları var; teknik yöneticilik yapabilecek kapasitede. Sen git analisti getir!
Geçmişini bakarsak…
Manchester United‘da oynadı oynadı ancak asla birinci 11 oyuncusu olamadı. Sonradan girdiği maçlarda attığı gollerle ünlendi.
İngiltere’nin Cardiff kadrosunun başına geçti. Grubu Premier Lig‘den düşürünce görevine son verildi.
Sonra Manchester United’ın teknik yöneticisi oldu lakin o da uzun ömürlü olmadı.
4 yıldır teknik yöneticilik yapmıyor. Maç analistiymiş. İsminin karşısında misyonu olarak bu yazıyor.
Ve artık “Planım da hazır programım da” diyerek başkanlık koltuğuna oturan Serdal Adalı‘nın topluluğun kendi evlatları dururken misyona onu getireceği söyleniyor.
Ne diyeyim?
Beşiktaş’ın kendi evlatları dururken Norveçli ile paylaşabileceği, birlikte yaşayabileceği ne olabilir?
En düzgünü Aziz Nesin’in şiiriyle bitireyim:
Boşuna yağıyor yağmur
Birlikte ıslanmayacağız ki
Boşuna bu nehir
Çırpınıp pırpırlanması
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki
Uzar uzar gider
Boşuna yorulur yollar
Birlikte yürüyemiyeceğiz ki
Özlemlerde ayrılıklar da boşuna
Öyle uzaklardayız
Birlikte ağlayamayacağız ki
Seviyorum seni boşuna
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı bölüşemiyeceğiz ki