Fenerbahçe’nin teknik yönetici Jose Mourinho ile yolları ayırmasına gazeteci Cemal Ersen’den çarpıcı bir yorum geldi.
Ersen, Milliyet’teki yazısında özetle şu tabirlere yer verdi:
“Portekizli teknik adam büyük umutlarla geldiği Fenerbahçe’de kulübün anahtarını teslim aldı.
Teslim aldı diyorum, düne kadar başarılarıyla değil, telaffuz ve hareketleri ile bir kibir abidesi olarak herkese zirveden baktı ve tüm camianının reaksiyonunu çekti.
Oysa Portekizli hoca sarı-lacivertli taraftarın yıllar süren şampiyonluk hasretini bitirip, kulübü Avrupa’da marka haline getirecek, kalıcı muvaffakiyetlerin temelini atacak ve İstanbul serüveni uzun soluklu olacaktı.
Lakin beklenen büyük ihtilal, hüsranla sonuçlandı ve fiyaskoya dönüştü.
Gelelim Mourinho’nun 452 günlük serüveninde başarısızlığı dışında konuşulan vukuatlarına; Galatasaray derbisinden sonra rakip kadro kulübesini maksat alarak “maymun üzere zıpladılar” sözünü kullandı, ırkçılıkla suçlandı.
“Herkes Türkiye’de nasıl bir lig olduğunu biliyor. Çok gri ve makus kokuyor” diyerek ligi ve hakemleri alenen aşağıladı.
İngiliz basınına yaptığı “Türkiye’de beşerler skandaldan hoşlanıyor” açıklaması büyük reaksiyon çekti.
Galatasaray’a kaybettiği kupa maçı bitiminde rakip grubun hocası Okan Buruk’un burnunu sıktı. Dünya medyasına gereç oldu.
Bunlar olağan mi?
Diyelim ki örnekler, Portekizli’nin mesleğine çizik yediği dönemde öfke denetimini yitirmesinden kaynaklandı. Benfica maçı arefesinde zehir zembelek ifadelerle kendi başkanı ve yönetimini suçlayıp, elenme ihtimaline kılıf uydurma kurnazlığına ne demeli?
Bu hal bardağı taşıran damlaydı. Jose Mourinho kendisine verilen kelamlar tutumadığı için hudutları aştıysa, Fenerbahçe idaresi krize yol açan nedenleri topluluğa açıklamakla yükümlüdür.
Mourinho futbol dünyasında hâlâ “özel biri” olabilir. Gelişi üzere gidişi de büyük ses getirdi.
Fakat Türkiye’deki macerası hiç güzel anımsanmayacaktır. Portekizli’nin berbat mirasının faturası ve milyonlarca euroluk kayıplar ise biz bize kaldığımıza nazaran Ali Koç’a yazılacaktır.”
