Günlerdir ormanlarımız yandı kül oldu.
Yangınlar şimdi tam denetim altına alınabilmiş değil.
Bilecik, Bursa, Eskişehir ve Karabük’te binlerce hektar orman yok oldu.
Yangınla canla başla uğraş ederken 11 görevlimiz hayatını kaybetti.
Yangınların hiçbirine vaktinde ve tesirli müdahale yapılamadı.
Orman yangınıyla gayret için kâfi sayıda, gerekli donanıma ve eğitime sahip orman personeli olmadığı ortaya çıktı.
Yeterli sayıda yangın söndürme uçağımız ve helikopterimizin olmadığı bir sefer daha anlaşıldı.
Gece görüşlü yangın söndürme uçağımız olmadığı zati açıklanmıştı.
Orman köylüleri başta olmak üzere vatandaşlar kendi imkanlarıyla yangınları söndürmeye çalıştılar.
Bu şartlarda 21. yüzyılda ormanlarımızın nasıl yandığını izledik.
Orman yangınları, bir tarafıyla Türkiye’de kamu kurumlarının nasıl gerilediğini, devlet birikiminin ve kültürünün nasıl yok olduğunu da gösterdi.
Sınavla girilen kamu kurumlarında mesleğe atanmadan evvel meslek içi eğitimden muvaffakiyetle geçmek gerekir. Meslek içi eğitimin sonunda yeniden imtihanlara girilir ve bu imtihanlarda başarılı olanlar mesleğe atanır.
Ancak bu iktidar periyodunda bu süreçler de artık göstermelik hale geldi.
Orman koruma memurluğu imtihanla girilen bir meslek.
Girdikten sonra kesin atama yapılmadan meslek için eğitimden muvaffakiyetle geçilmesi gerekiyor.
Ancak orman yangılarıyla gayret eğitimi verilen Buca’daki eğitim merkezi bu iktidar tarafından kapatılmış.
Keza Belek’teki eğitim merkezi de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilerek kapatılmış.
Türkiye üzere her yıl orman yangınlarının yaşandığı bir ülkede yangınla gayret eğitim merkezleri neden kapatılır?
Turizm bölgesine çevirip rant elde etmek için mi?
Ormanların bu zihniyetle maden şirketlerine verildiği de biliniyor.
Köylülerin direnişine karşın zeytinliklerin heba edilmesi, maden şirketlerine verilmesi için yasa çıkarılmadı mı?
Bütün bunlar bu iktidarın kamu kurumlarının yapısını ve işlevinibozduğunu ortaya koyuyor.
Her kurumda çürüme had safhada.
Eski Türkiye’nin devlet aklı, kamu kurumu birikimi, meslek sorumluluğu, meslek eğitimi ve sorumluluğu artık yok.
Bunların yerine, rant, ticaret, para, ahbap-çavuş bağları, biat ve tarikat var.