İstanbul Valiliği, 23 Mart Saraçhane hareketleri sırasında polisin orantısız müdahalesine maruz kaldığını belirterek şikâyette bulunan avukat Bilge Ocakcıoğlu’nun başvurusunu sonuçlandırdı. Valilik, elde edilen imgelerin kalitesinin düşük olması ve polislerin kask numaralarının görünmemesi nedeniyle kimlik tespitinin yapılamadığını belirterek, vazifeli polisler hakkında soruşturma müsaadesi vermedi.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının akabinde başlayan hareketlerde polisin sert müdahalesi reaksiyon çekmişti. 23 Mart’ta Saraçhane Meydanı’ndaki aksiyona katılan avukat Ocakcıoğlu, Vezneciler Metro Durağı önünde polis müdahalesine maruz kaldığını belirterek kabahat duyurusunda bulunmuştu. Şikayet dilekçesinde, copla darbedildiğini, yüzüne yakın aradan biber gazı sıkıldığını söz eden Ocakcıoğlu, darp raporu ile manzara kayıtlarını da evraka eklemişti.
İstanbul Valiliği, şikayet üzerine başlatılan idari incelemeyi tamamladı. Yapılan değerlendirmede, “elde edilen imajların düşük çözünürlüklü olması, polislerin kask numaralarının ve yüzlerinin seçilememesi” nedeniyle sorumlu bireylerin kimliğinin tespit edilemediği belirtildi.
Bu münasebetle İstanbul Valisi Davut Gül, misyonlu polis memurları hakkında soruşturma müsaadesi verilmemesine, disiplin istikametinden ise belgenin süreçten kaldırılmasına karar verdi.
“DOSYANIN KAPATILMASI HUKUKA AYKIRIDIR”
Avukat Bilge Ocakcıoğlu, “soruşturma müsaadesi verilmemesi” kararına avukatları aracılığıyla itiraz etti. İstanbul Bölge Yönetim Mahkemesine yapılan müracaatta, kararın iptali ve sorumlular hakkında soruşturma müsaadesi verilmesi talep edildi.
Avukatlar, Ocakcıoğlu’nun olay sırasında göz hizasından yakın uzaklıktan biber gazına maruz kaldığını, darbedildiğini ve bu durumun görüntü kayıtlarıyla belgelendiğini belirtti. Darp raporunun da evrakta yer aldığı vurgulandı.
Dilekçede, misyonlu polislerin kask ve üniformalarında sicil numarası taşımadığı, kimliklerinin gizlendiği ve bu bireylerin tespiti için kâfi araştırma yapılmadığı tabir edildi. Olay anındaki telsiz ve HTS kayıtları incelenerek görevlilerin kimliğinin ortaya çıkarılabileceği belirtildi.
Avukatlar, faal soruşturma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini ve AİHS ile Anayasa’da teminat altına alınan makûs muamele yasağının ihlal edildiğini belirterek, belgenin kapatılmasının hukuka karşıt olduğunu savundu.