2014’te genç bir yıldız adayı olan Tufan, vakitle deneyim kazanarak daha olgun bir oyuncu haline geldiğini ve bu süreçte yaşadığı değişimi kıymetlendirdi. Bilhassa İngiltere’de edindiği tecrübeler ve farklı mevkilerde oynama hüneri hakkında da kıymetli açıklamalar yaptı.
Her maç sonrası performansını tahlil eden ve eksikliklerini gidermek için gayret sarf eden Tufan, kendisine yönelik en büyük tenkidinin yanlışlarını minimize etme gayreti olduğunu belirtti.
Takım oyununa verdiği değeri vurgulayan başarılı oyuncu, ferdi performanstan çok kadronun muvaffakiyetinin temel olduğunu düşündüğünü tabir etti. Savunma ve hamle açısından da değerlendirmelerde bulunan futbolcu, gol atmanın keyif verdiğini fakat bu dönem grubun savunma gücünü ön planda tutması gerektiğini düşündüğünü söyledi.
NE YAPACAĞINI BİLEMEDİ
“Futbolcu olmasaydın, hangi alanda hayatını sürdürürdün” sorusuna ise OZan şu karşılığı verdi:
Futbolcu olmasaydım sanırım benim için güç bir hayat olurdu. Ne yapabilirdim hiçbir fikrim yok zira futboldan öbür bir şey düşünmedim hiç. Bu sporu çok seviyorum.
Tufan, Süper Lig ve İngiltere Championship ortasındaki farklara da değindi. İngiltere’de sistemin ve fizik gücünün daha baskın olduğunu belirtirken, Türkiye’de pas oyununun ön planda olduğunu lisana getirdi. Ayrıyeten VAR sistemine dair görüşlerini paylaşan futbolcu, futbolun doğallığının korunması gerektiğini düşündüğünü tabir etti.
Kendi geçmişine de değinen Tufan, bir madenci çocuğu olmanın ona büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu ve ailesini memnun etmek için çok çalıştığını anlattı.
Hobileri ortasında Formula 1 izlemek ve seyahat etmek olduğunu paylaşırken, hayatının bir kitap yahut belgesel olsaydı “Karmaşık Bir Hayat” başlığını taşıyacağını düşündüğünü söyledi. Son olarak, kendi ülkü 11’ini oluşturarak futbolun efsane isimlerini listeledi.
