Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
Siyasi Gündem

SGK ve vergi borçlarına yapılandırma şart! Peki, düzenleme ne zaman?

Bir millet düşünün…

Yıllarca çalışmış, üretmiş, vergisini günü gününe ödemiş, evlat yetiştirmiş, askerlik vazifesini ifa etmiş…

Ve bir gün gelmiş ne devlete olan borcunu ödeyebiliyor, ne marketten temel besinini alabiliyor ne de başını yastığa huzurla koyabiliyor.

Çünkü artık bu ülkede “borç”, yalnızca bir sayı değil; yazgı haline gelmiş. Bir utanç değilse bile, omuzlarda taşınan ağır bir yük olmuş.

Türkiye’de Borç, Ortak Paydadır

Bugün Türkiye’de milyonlarca insan sırf devlete değil, birbirine de borçlu. Bankaya, kredi kartına, KYK’ya, SGK’ya, vergi dairesine, pazarcıya, bakkala, komşusuna…

Borç bu ülkenin en yaygın ortak paydası haline geldi. Lakin asıl sorun, bu borcun artık bir ekonomik bilgi değil; toplumsal bir travmaya dönüşmüş olmasıdır.

Yüzbinlerce insan borcunu değil, umudunu kaybediyor. Bu durum sürdürülemez.

Halk Nefes Almak İstiyor!

Buradan açıkça söz ediyorum:

Bu millet, devletten lütuf değil, nefes istiyor.

Artık adil, kalıcı, kapsayıcı ve vicdanlı bir yapılandırma mecburidir.

Vergi dairelerinde, belediyelerde, SGK’da ve icra dairelerinde biriken evraklar değil; kırılan umutlardır.

Genel Sıhhat Sigortası borcunu ödeyemediği için hastaneye gidemeyen gençler…

SGK prim borcuyla emekliliği hayal olan esnaflar…

KYK borcuyla icralık olan üniversite mezunları…

Su faturası yüzünden haciz memuruyla kapıda karşılaşan yaşlılar…

Bunlar “çürük elmalar” değil.

Onlar bu ülkenin dürüst, çalışkan fakat fakirleşmiş sade vatandaşlarıdır.

Ve sistem, bu insanları borçlarını ödeyemedikleri için değil, fakir oldukları için cezalandırmaktadır.

Oysa bu milletin asıl gücü, borcunu ödeyebilenlerde değil; ödeyemediği halde alnı açık, vicdanı pak kalabilenlerdedir.

Kart Limitine Mahkûm Bir Hayat

Devletin alacaklarını bir kenara koyun; milyonlarca insan özel bankaların kıskacında yaşıyor.

Kredi kartıyla ekmek alan, bebek bezi çeken, sütü taksite bölen bir ülkeye dönüştük.

Kart limiti açıldığında “mucize” sanılıyor, zira maaşlar yetmiyor.

Ama limitin ucu icra…

Hayatlarını idame ettirmek için borçlandılar.

Onlar borçla değil, alın teriyle yaşıyorlar.

Ama bu ülkede alın teri artık ne kirayı ne faturayı karşılayabiliyor.

Üretici Kazanmıyor, Borçlandıran Ödüllendiriliyor

Tarlasını süremeyen çiftçinin traktörüne haciz geliyor.

Vergi borcunu ödeyemeyen esnaf kepenk indiriyor.

BağKur’lunun toplumsal teminatı borç yüzünden elinden alınıyor.

Çiftçi, Tarım Kredi ve Ziraat Bankası borçlarının değil; alın terinin esiri olmalıydı.

Ama bugün bir kilo domatesi 30 TL’ye satan değil, o domatesi yetiştiren kazanamıyor.

Çünkü sistem üreteni değil, borçlandıranı ödüllendiriyor.

Bu Bir Af Daveti Değil, Toplumsal Barış Çağrısıdır

Bu yazıyı okuyan kimileri şöyle diyebilir: “Borcunu ödeyen enayi mi oldu?”

Hayır, problem bu değil.

Mesele, neden ödeyemediğini anlamak.

Hiç kimse kredi kartını ödeyememek için alışveriş yapmadı.

Hiç kimse KYK borcunu ödeyememek için okumadı.

Hiç kimse SGK primlerini yatırmamak için iş kurmadı.

Ama sistem, ödeme niyetini değil; ödeme gücünü sorguluyor.

Biz bu milletin vicdanına güveniyoruz.

Bu beşerler, imkân verilirse borcunu öder.

Yeter ki adil, uygulanabilir ve insani bir düzenleme yapılsın.

Peki, Nasıl Bir Yapılandırma Olmalı?

Bu defa yapılandırma seçim için değil, vicdani bir tahlil olmalı.

Mutlaka yer alması gerekenler:

Tüm kamu borçları kapsanmalı: Vergi, SGK, GSS, KYK, belediye, tarım borçları, ceza ve faizler dahil.

Faiz ve gecikme artırımları silinmeli: Borçlar ana paraya indirgenmeli.

Taksitler esnek ve uzun vadeli olmalı: Tercihen 60 aya yayılmalı.

İlk ödeme müddeti ertelenebilmeli: En az 6 ay erteleme hakkı tanınmalı.

Sicil affı getirilmeli: İcralar durdurulmalı.

Yapılandırmaya girenlere finansman kolaylığı sağlanmalı.

Çünkü bu millet borcunu inkar etmiyor.

Sadece borcu yüzünden hor görülmeyi hak etmiyor.

Devletin Borcu Nedir, Biliyor musunuz?

Devletin millete borcu; adalettir, merhamettir, eşitliktir.

Bu yapılandırma, yalnızca Hazine’nin değil, halkın devlete olan inancının da yine yapılanmasıdır.

Bugün yapılacak bir adaletli düzenleme, yarın sadakatli bir milleti doğuracaktır.

Bu milletin borcu büyüktür tahminen fakat vicdanı hepsinden büyüktür.

Ve unutmayın:

Bu millet borcunu öder… Lakin evvel devlet adaletini ödemelidir.

Başa dön tuşu