CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, 2008’de 44 bin 153 olan mağdur çocuk sayısının yüzde 533 artışla 2024’te 279 bin 620’ye ulaştığını belirterek, “2008’den bu yana toplam 1 milyon 879 bin 268 çocuk mağdur sıfatıyla kolluk kuvvetlerine geldi. Bu tablo, kaybolan çocuklukların, yarım kalan hayatların ve iktidarın ihmalkarlığının en acı göstergesidir” değerlendirmesinde bulundu.
“SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK ORANI YÜZDE 13,3 ARTTI”
İlgezdi, şunları kaydetti:
2024 yılında suça sürüklenen çocuk sayısı 202 bin 785’e yükseldi, bu da 2023’e nazaran yüzde 13,3’lük artış demek. Sadece suça sürüklenenler değil, güvenlik ünitelerine getirilen çocukların karıştığı olay sayısı da bir yılda yüzde 9,8 artarak 612 bin 651’e ulaştı. Bu tablo, çocuklarımızın eğitimde, sporda ve sanatta değil, cürüm belgelerinin içinde anıldığını ve iktidarın vazifesini yerine getirmediğini gösteriyor.
“YARALAMA, EN YAYGIN KABAHAT TÜRÜ”
Her 10 çocuğun 4’ü şiddet belgeleriyle güvenlik ünitelerine getiriliyor. Sırf 2017’den bu yana 200 binden fazla çocuk yaralama nedeniyle polis kayıtlarına girdi. Bunun yanında 100 binden fazla çocuk hırsızlık, 70 bini aşkın çocuk uyuşturucu, 20 binin üzerinde çocuk ise cinsel hata başlıkları altında süreç gördü. Bu tablo, çocuklarımızın sokakta korunmadığını; tersine suça, şiddete ve istismara itilerek istatistiklerin satır ortalarında kaybolduğunu gösteriyor. Her biri farklı bir toplumsal alarmdır.”
“TOPLUMSAL ÇÖKÜŞÜN TABLOSU”
11 yaş altı 730 bin çocuğun 2017–2024 yılları ortasında suça sürüklendiğini belirten İlgezdi, şunları söyledi:
Ayda 7 bin 604, günde 253, saatte 10 çocuk… Bunlar bizim geleceğimiz. Çocukları korumak devletin en temel vazifesidir. Ancak toplumsal dayanak sistemleri çökmüş, eğitimde fırsat eşitliği ortadan kalkmış, çocuklar şiddetin ve hatanın ortasında bırakılmış. Bu tablo, devletin çocuklara uzatmadığı elin bedelini bir kuşağın ödediğini gösteriyor.
Çocukların suça sürüklenmesini engellemek için devletin misyonu, onları sadece korumak değil; birebir vakitte umut verecek bir gelecek inşa etmektir. Bugün çocukları cürmün gölgesinde bırakan anlayış, yarın toplumun bütününü karanlığa sürükler. Çocuklarımızın bahtı iktidarların ihmaliyle değil, ülkenin onlara açtığı ufukla şekillenmelidir. Her çocuk inançlı bir meskende büyümeyi, nitelikli eğitim almayı ve hayallerinin peşinden gitmeyi hak ediyor. Bunu sağlamak ise siyaset üstü bir sorumluluk, devletin asli vazifesidir.
