CHP Ulusal Eğitim Bakanlığından Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Suat Özçağdaş, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı yapılan protestolarda gözaltına alınan ve tutuklama kararı verilen üniversite öğrencileri hakkında konuştu.
Özçağdaş, bahse ait şunları söyledi:
“Bugün Türkiye’de 19 milyon gencimiz ve çocuğumuz için orta tatil ve bayram tatili başlıyor. Tüm çocuklarımızın, gençlerimizin ve ailelerimizin bayramını kutluyorum. Son günlerde ülke olarak çok sıkıntı günlerden geçiyoruz. Yaşamakta olduğumuz 19 Mart yargı darbesi nedeniyle Türkiye’nin dört bir yanında barışçıl demokratik haklarını muhafazaya çalışan yurttaşlar, büyük bir şiddetle karşı karşıya kalıyorlar. Sevgili çocuklarımız ve gençlerimiz de acı bir biçimde dertle izliyorlar. Bir kıymeti daha geride bıraktık, çocuklarımız derslerine çalıştı, imtihanlarını bitirdiler lakin maalesef iktidar, adalet imtihanından da kaldı.
Milli Eğitim Bakanlığı da eğitimin temel alanındaki yapması gereken tüm anayasal misyonlarından sınıfta kaldı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i dün D&R’ın içinde dolaşırken, kitap okurken gördük. Ulusal Eğitim Bakanı’nın kitap okumaya başlamış olmasını, değerli bir gelişme olarak görüyorum. Kendisine başlangıç olarak Anayasa’mızı ve Nutuk’u öneriyorum.
Özçağdaş, CHP’nin boykot davetinin ardından Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in D&R’de poz vermesini şu sözlerle eleştirdi.
Çağdaş şöyle devam etti:
“Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in D&R kadar eğitimdeki sıkıntıları kaygı etmediğini görüyoruz. Mesela okullardaki paklık meselesini, okulların kapısına 1 güvenlik görevlisini koyamamasını, öğrencilerin açlık içinde okula gitmesini, öğretmenlerin açlık sonu altında maaşlarını, şiddete hatta vefata kadar yol açan birtakım olaylarla karşı karşıya kalamsını engelleyemediğini ve umursamadığını, MESEM’lerde çocukların ölmesini, okullaşma oranının düşmesini, taşımalı eğitimdeki meselelerden ötürü kız çocuklarının eğitimden uzaklaşmasını, ikili eğitim nedeniyle çocukların eğitimden kaybettiklerini D&R kadar önemsemediğini görüyoruz.
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” üzere niteliksiz bir eğitim modelini Türkiye’ye dayattığını, ÇEDES’lerle cemaatlerinin önünü açtığını, ülkü ocakları protokolü ile siyasi partileri eğitim kurumlarına sokmaktan utanmadığını görüyoruz.
Mülakat mağduru öğretmenlerin feryatlarını D&R kadar önemsemediğini görüyoruz. Engelli öğretmenlerin atamasını yapmadığını, kelam verildiği halde rehber öğretmenlerin atamasının gerçekleşmediğini, 100 bine yakın devir dönem maaşını bile ödemedikleri fiyatlı öğretmenlerin köle tertibinde çalışmasını keder etmediğini görüyoruz.
Milli Eğitim Bakanı maalesef kendisine verilen işleri yapmak kaygısında değil, Ulusal Eğitim Bakanlığı’nı kendisine yakın bir klikle bir arada, cemaatlerin, tarikatlerin, dava ocaklarının, siyasi partilerin arka bahçesi haline getirmeye çalışıyor ve çocuklar, yoksulluk altında eğitimlerine devam ediyor.”
