HTŞ lideri El Şara ve SDG başkanı Mazlum Abdi ortasında imzalanan 10 Mart Muahedesi kapsamında SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu konusunda anlaşılmıştı. Lakin bu mutabakat kapsamında somut adımlar atılmadı.
İddialara nazaran Şara idaresi SDG’ye yakın vakitte bir operasyon başlatacak. İktidar medyasında bir müddettir yer alan bu haberlerin akabinde Selvi’de köşesine bu ihtimali aldı. Suriye’nin SDG’ye yönelik askeri operasyon hazırlığında olduğunu kaydeden Selvi, mümkün bir askeri harekatta Türkiye’nin de Suriye ile birlikte hareket edebileceğini belirtti.
Selvi’nin yazısındaki ilgili kısım şu biçimde oldu:
Türkiye, Suriye idaresi ile birlikte SDG’ye yönelik kapsamlı bir askeri harekât düzenleyebilir. Bu seçenek her vakit masada. Türkiye’nin bu mevzudaki siyasetini şöyle özetlemek mümkün.
1-PKK’nın silah bırakma ve tasfiye kararına ziyan vermemesi.
2-ABD’nin, SDG’nin silah bırakması ve Suriye ordusuna entegrasyonu konusundaki olumlu hali.
3-Suriye hükümetinin kararlılığı nedeniyle askeri harekâta gerek kalmadan sürecin tamamlanması için uğraş gösteriliyor.
PETROL VE DOĞALGAZ
Suriye idaresinin hem iç bütünlüğünü sağlamak hem de kaynak bulmak için SDG’nin denetim ettiği bölgelerde hâkimiyet kurması gerekiyor. Suriye’nin tekrar inşası için muahedeler yapılıyor. Bunun için kaynak gerekiyor. Suriye’nin en büyük gelir kapısı olan petrol ve doğalgaz alanları ise SDG’nin elinde bulunuyor. Suriye idaresi bunları bir an evvel devralmak istiyor. Ayrıyeten Tişrin Barajı, Halep’in su gereksinimini karşılaması nedeniyle stratejik ehemmiyete sahip. Havaalanının devredilmesi, hudut kapıları ve gümrüklerin Suriye idaresine geçmesi ise hükümranlık hakları açısından önemseniyor.
ASKERİ GÜCÜ
Tabii bu türlü bir askeri harekât kelam konusu olursa Suriye hükümetinin yalnız olmayacağı net.
