Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesi, Medya Mahallesi’nde yaşayan Erdoğan ailesi, yıllardır çok güç ömür şartları ile gayret ediyor. Yaklaşık 30 yıldır birebir konutta yaşayan aile, çocuklarının büyümesi, evlenmesi ve torunlarının olmasıyla 40-50 kişilik bir nüfusa ulaştı.
TEK ODALI BİR EV!
Amida Haber’in haberine nazaran, tıpkı bahçede bulunan tek odalı dört evde yaşayan aile bireyleri, yalnızca bir kişinin kâğıt toplayarak kazandığı gelirle geçim gayreti veriyor ancak bu gelir, dört meskeni birden geçindirmek için yetmiyor. Aile, yokluk içinde ömür savaşı verirken en temel gereksinimlerini bile karşılayamıyor.
Erdoğan ailesinin yaşadığı konutlarda çamaşır makinesi ve buzdolabı bulunmazken kıyafetler hala elle, soğuk suyla yıkanıyor. Sıcak su olmadığı için, suyu eski yollarla ısıtarak banyo yapan aile, bulaşıklarını da bu formda yıkıyor. Soğuk kış günlerinde ısınma imkânları da maddi imkansızlıklar sebebiyle epeyce sonlu.
“ÖĞLE YEMEĞİMİZ VARSA AKŞAM YEMEĞİMİZ OLMUYOR”
Aile bireylerinden Cahide Erdoğan, yıllardır bu kuvvetli hayat şartları içinde yaşayanlardan biri. Sekiz çocuk annesi olan Cahide, şu an gelinleri, evli çocukları ve torunlarıyla tıpkı bahçede hayatını devam ettiriyor. “Bir oğlum mahpusta, öteki oğlum kâğıt toplayarak geçimimizi sağlamaya çalışıyor. O bizim elimiz ayağımız lakin kazandığı para yetmiyor. Kahvaltı yapabiliyorsak, öğlen yemeğini bulamıyoruz. Öğlen yemeğimiz varsa akşam yemeğimiz olmuyor.” sözlerini kullanan Cahide, “Çamaşırlarımızı hâlâ ellerimizle yıkıyoruz, buzdolabımız yok. Çocuklar perişan durumda.” dedi.
“AYNI BAHÇEDE 40-50 KİŞİ YAŞIYORUZ”
Dört çocuk annesi Newroz Erdoğan ise yaşadıkları zorlukları anlatarak “Eşim sıhhat meseleleri nedeniyle çalışamıyor. Bir kaynım kâğıt topluyor, onun dışında bir gelirimiz yok. Birebir bahçede 40-50 kişi yaşıyoruz. Bir kişinin çalışması, bu kadar kişiyi geçindirmeye yetmiyor. Çamaşırlarımızı hâlâ elde yıkıyoruz. Ellerim büsbütün çatlamış durumda.” sözlerini kullandı.
“BAZEN YİYECEK YEMEK BİLE BULAMIYORUZ”
Ailenin bir başka gelini Dilek Erdoğan da eşinin mahpusta olduğunu tabir ederek “Eşim 2 yıldır mahpusta, 10 yıl ceza aldı. Çocuklarımın bezini, kıyafetlerini bile sıkıntı alıyorum. Maddi durumumuz çok berbat. Bazen yiyecek yemek bile bulamıyoruz” kelamlarını sarf etti.
